Esas No: 2021/2063
Karar No: 2022/6465
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2063 Esas 2022/6465 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2063 E. , 2022/6465 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.05.2017 tarih ve 2015/625 E. - 2017/660 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.12.2020 tarih ve 2020/153 E. - 2020/399 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... Yönetim A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın, müvekkilinin dava dışı bir şirketin kullandığı krediye müşterek ve müteselsil kefil olduğunu ve bu kredinin ödenmediğinden bahisle müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin gayrimenkulüne haksız olarak haciz konulduğunu, icra takibi ve dava konusu kredi sözleşmesindeki ... isminin yanındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin icra dosyasında borçlu olarak adı geçenleri tanımadığını, alacaklı İş Bankası ile hiçbir zaman ticari bir iş yapmadığını, müvekkilinin Tekirdağ’da ikamet ettiğini, kredi sözleşmesi ve icra dosyasında geçen adreste hiç bulunmadığını, yapılacak imza incelemesi ve adres araştırmasıyla durumun anlaşılacağını, taşınmazı üzerinde haciz şerhi bulunduğu için satamadığı gibi kredi de çekemediğini, manevi yönden de sıkıntı yaşadığını ileri sürerek, İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2007/6485 Esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalıların %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Banka vekili, dava dışı Obje İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan genel kredi Sözleşmesinin davacı ... tarafından müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, anılan firmaya kullandırılan krediler ödenmeyince asıl borçlu firma ve davacıya gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğ edildiğini, daha sonra bu alacağın diğer davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş.'ne temlik edildiğini, müvekkiline husumet düşmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Yönetim A. Ş. vekili, davalı banka tarafından başlatılan icra takip dosyasının müvekkili tarafından temlik alındığını, davalı banka tarafından davacıya kat ihtarı ve ödeme emri tebliğ ettirildiğini, takibin kesinleştiğini, haksız gayrimenkul haczinin söz konusu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Adli Tıp Kurumu raporuna göre genel kredi sözleşmesindeki imzanın ... eli ürünü olmadığının tespit edildiği, kredi borçlusu şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre 2006 yılı itibariyle davacı ile borçlu şirket arasında bir bağlantının bulunmadığı, davalı tarafça takip başlatılan ... ile davacı arasında sadece isim benzerliği bulunduğu, temlik eden davalı bankanın güven kurumu olması, temlik alan varlık yönetim şirketinin de davalı banka işlemlerini takip eden ve davalı bankanın önderliğinde kurulan bir varlık yönetim şirketi olması sebebiyle genel kredi sözleşmesi imzalanırken ayırt edici kimlik bilgisi, T.C. kimlik numarası gibi bilgilerin sağlıklı ve güvenli bir şekilde alınması gerektiği, takip başlatırken ve dava açılırken davalı kişilerin açık kimlik bilgilerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde yazılması gerektiği, haciz talep edilen şahıs ile mal varlığı bildirilen şahısların aynı şahıs olduğundan emin olunması gerektiği, davalı banka tarafından kimlik bilgileri alınmadan kredi kullandırıldığı, kimlik bilgileri olmayan ... hakkında ihtiyati haciz başvurusu ve takip yapıldığı, haciz talep edildiği, temlik alan davalının da söz konusu yanlış işlemleri bile bile devam ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı bankanın dava dışı borçlu şirketten olan alacaklarını 29/12/2010 tarihinde Girişim Varlık A.Ş.'ye temlik ettiği, davalı bankanın icra dosyasında alacaklı sıfatının sona erdiği, dosyada taraf sıfatı kalmadığı, icra dosyasındaki alacağın temlik edilmesinden yaklaşık 5 yıl sonra alacağı temlik eden İş Bankası A. Ş.'ye dava açıldığından davalı bankanın pasif husumeti bulunmadığı, davalı Girişim Varlık Yönetimi A.Ş. hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi üzerine İİK'nın 72/5. maddesi gereğince davalı aleyhine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı ...Ş. hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı Güven (eski Girişim) Varlık Yönetim A.Ş. hakkında açılan davanın kabulü ile davacının icra takip dosyası sebebiyle (eski 2007/6485 Esas sayılı dosyası) davalı Güven Varlık Yönetim A.Ş. (eski Girişim Varlık A.Ş.)'ye borçlu olmadığının tespitine, İİK’nın 72/5. maddesi gereğince takip konusu alacak miktarı olan 118.852,49 TL üzerinden % 20 oranında belirlenen 23.770,49 TL kötü niyet tazminatının davalı Güven Varlık Yönetim A.Ş. (eski Girişim Varlık A.Ş.)''den tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı ... Yönetim AŞ vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı ... Yönetim A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalı ... Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davalı ... Yönetim A.Ş.'ye iadesine, 29/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.