Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2350 Esas 2022/6538 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2350
Karar No: 2022/6538
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2350 Esas 2022/6538 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2350 E.  ,  2022/6538 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.02.2019 tarih ve 2018/202 E- 2019/62 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.12.2020 tarih ve 2019/718 E- 2020/1216 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı Yayla Agro Gıda San. ve Nak. A.Ş. vekili tarafından duruşmalı, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin 2011/21961, 76995, 2003/12021, 2013/49251, 77443, 2009/20233, 2013/49250, 2009/52509, 2009/65459, 2013/49249, 2011/32755, 2011/52871, 2011/34572, 2011/ 52870, 76995, 77443, 2008/73223, 2009/20233, 2009/52509, 2009/60928, 2011/32755, 2011/52871, 2013/49247, 2013/49248, 2013/49254, 2013/49248, 2013/49254, 2008/73222, 2013/49247, 2008/ 73223, 2013/49246, 2009/60928 sayılı "balıkesir yayla su", "yayla", "yayla", "yayla", "yayla", "yayla doğadan gelen lezzet", "yayla doğadan gelen lezzet", "yayla doğadan gelen lezzet hoso", "yayla hamurişi şekil", "yayla lezzet mutfağı", "yayla lezzet mutfağı şekil", "yayla lezzet mutfağı şekil", "yayla mutfağı", "yayla mutfağı", "yayla", "yayla", "yayla tereyağı lezzeti", "yayla doğadan gelen lezzet", "yayla doğadan gelen lezzet hoso", "yayla şekil", "yayla lezzet mutfağı şekil", "yayla lezzet mutfağı şekil", "yayla sütle gelen lezzet", "yayla mutfağı", "yayla pasta evi", "yayla mutfağı", "yayla pasta evi", "yayla sütle gelen lezzet", "yayla sütle gelen lezzet", "yayla tereyağı lezzeti", "yayla tereyağı lezzeti", "yayla şekil" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “yayla Tarifi Kulağında Tadı Damağında” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2016/68228 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu markaların benzer olduğunu ve YİDK kararının KHK’nın 8/1-b maddesine aykırılık teşkil ettiğini, kazanılmış hak koşullarının gerçekleşmediğini, davalı firmanın kötüniyetli hareket ettiğini ileri sürerek 2018-M-1529 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı kurum vekili, davalı başvurusu kapsamından davacı itirazları neticesinde 29, 30, 32 ve 43. sınıf bir takım mal/hizmetlerin çıkarıldığını, kalan mallar bakımından başvuru sahibinin önceki tarihli 161404 sayılı markası sebebiyle kazanılmış hakkı bulunduğunu, başvuru konusu markanın önceki tarihli markalarla da oldukça benzer olduğunu, ayrıca "yayla" ibaresinin davacı tarafından yaratılmamış, günlük kullanıma açık bir sözcük olduğu düşünüldüğünde bu ibarenin her görüldüğünde davacı firmayı akla getirmesinin de mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirket vekili, davacının iddia ettiği gibi YİDK kararı ile dava konusu markaların benzer olduğu yönünde bir kabul bulunmadığını, davalının Ankara ve Mersin’de kurulu fabrikalarıyla Türkiye’de bakliyat sektörünün paketli ve paketsiz olmak üzere öncü isimlerinden olduğunu, "yayla" ibaresi bulunan pek çok markanın tescilli sahibi olduğunu, bu marka ile bakliyat sektöründe yıllardır faaliyet gösterdiğini, davacının yirmiye yakın marka tescili olsa da davalının da tescilli / başvuru aşamasında 41 adet markası bulunduğunu, bunların çoğunun 29, 30, 32, 35, 43. sınıf emtiayı kapsadığını, görsel olarak dava konusu markalar incelendiğinde davacının davaya dayanak gösterdiği marka işaretinde “y” harflerinin uzatıldığı başkaca bir ibare olmadığını, ancak davalının dava konusu markasında buğday başağı dalı yer aldığını, bunun da markanın ayırt ediciliğini sağladığını, bu logonun davalının yıllardır faaliyet gösterdiği bakliyatı bir tarımsal ürün olarak ortaya çıkardığını, davalının "yayla" ve seri markalarının sahibi olduğunu, davalının bakliyat sektöründe bu kadar tanınmışlığı mevcutken davacı markalarına yanaşma kastı ile hareket etmesinin mümkün olmadığını, bir başka markanın tanınmışlığına ihtiyacı olmadığını, davalının yayla seri markalarının sahibi olduğunu, dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, önceki tarihli markaları kapsamında kazanılmış hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davalı markalarının bir kısmının münhasıran "yayla" sözcüğünden oluştuğu, bir kısmın da tali/yardımcı unsurlar bulunduğu, esas ve ayırt edici unsur olarak yayla sözcüğünün kullanıldığı, marka işaretlerinde yer alan çeşitli kelime ve şekillerin görsel olarak marka işaretlerine kısmen tanıtıcılık katsa da ortak yayla sözcüğüne bağlı olarak dava konusu markalar arasında işitsel, görsel ve anlamsal bakımından benzerlik bulunduğu ve bir bütün olarak bıraktığı imaj bakımından markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, dava konusu markalar arasında davalı markası kapsamındaki tüm mal/hizmetler bakımından 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, somut olayda, dava konusu yayla markasının, yine davalının önceki tarihli yayla markalarına dayalı müktesep hakkı sebebiyle tescile bağlandığı, davalının önceki tarihli markalarının taraflar arasında artık çekişme konusu olmadığı ve dava konusu marka kapsamında yer alan 29, 30, 32, 43. sınıf emtianın, davalının önceki tarihli markaları ile aynı/aynı tür olduğu, davalının bu markalarının esas ve ayırt edici unsurunun da "yayla" olduğu ve dava konusu markada "yayla" esas unsurunun korunduğu anlaşılmakla davalının önceki tarihli markalarının dava konusu "yayla" markası bakımından müktesep hak teşkil ettiği, dava konusu markalar arasında davalı markası kapsamındaki tüm mal/hizmetler bakımından 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunuyor ise de, davalının önceki tarihli markalarının dava konusu yayla markası kapsamındaki tüm mal/hizmetler bakımından müktesep hakkının bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu markada, kırmızı harflerle yazılmış "yayla" kelimesine vurgu yapıldığı, başvuruya konu markadaki diğer unsurların yardımcı tali unsur konumunda olduğu, davacının itirazına mesnet markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsurunun da "yayla" ibaresi olduğu, taraf markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsur olarak müştereken "yayla" ibaresini içermesi karşısında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşıdıkları, davalının başvurusuna konu markada, "yayla" kelimesinin, birinin ucunda başak figuru bulunan iki adet yay şekli ile çerçevelenmesi ve ucunda başak figürü bulunan bu yay figürleri için lacivert rengin seçilmesinin, markayı davacının markalarına yakınlaştırdığı ve görsel benzerliği artırdığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin müktesep hak müessesesine ilişkin belirlediği kriterler çerçevesinde, dava konusu markada müktesep hak iddia edilen tescilli markanın aslı unsuru olan "yayla" kelimesinin muhafaza edildiği ancak marka örneğinin davacı markalarına yakınlaşma çabası ve iltibas tehlikesi içerdiği için davalının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf istemlerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, Türkpatent YİDK'nın 2018-M-1529 sayılı kararının iptaline, 2016/68228 sayılı “YAYLA Tarifi Kulağında Tadı Damağında” ibareli markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı Türkpatent vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
    Dava, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
    Davacı, davalı şirketin 2016/68228 numaralı "Yayla Tarifi Kulağında Tadı Damağında+şekil" ibareli marka başvurusuna vaki itirazlarının davalı kurum tarafından reddedildiğini belirterek YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davalının müktesep hakka sahip olduğu sınıflar yönünden markayı tescil ettirme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının müktesep hakkı bulunmuş olsa da, davalının marka başvurusunda kullandığı şeklin davalının müktesep hakkına dayanak markalarından ziyade davanın itiraza dayanak markalarına yanaştığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı şirketin iş bu başvuruya konu işaretteki şekil ile aynı şekli kullanarak 2015/101553 sayılı "Yayla Gurmem + şekil" ibareli marka başvurusuna yine davacının itirazının reddi üzerine Ankara 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/417 Esas sayılı dosya ile açılan YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemli davada, mahkemece, davalı şirketin 2015/101553 sayılı marka başvurusunun marka işareti değiştirilerek davacı ...Ş. şirketi markalarına yanaşma durumunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın Dairemizin 01.03.2020 tarih, 2020/7019 Esas, 2022/1390 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmış olup, bu durumda, davalı şirketin başvuruya konu işareti marka tescilinde kullanmış olmasının davalı markalarına yanaşma amacı taşımadığının taraflar arasında kesinleşen mahkeme ilamı ile tespit edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekili ile davalı şirket vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar yaraına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 03/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara