Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1820 Esas 2012/3225 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1820
Karar No: 2012/3225
Karar Tarihi: 02.05.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1820 Esas 2012/3225 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı kooperatif tarafından başlatılan icra takibinin dayanağı olan senette kendi imzasının bulunmadığını ileri sürerek, borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, senette davacının imzasının bulunmadığı gerekçesiyle davacının lehine karar vermiştir. Ancak, davalı vekili kesin hüküm itirazında bulunmuş ve daha önce açılan bir davada aynı konunun reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini savunmuştur. Mahkeme, dosyadaki belgeleri yeterli bulmadığı için hükmü bozmuştur. İ.İ.K. Madde 72, davacının bir yıllık süre içinde dava açma hakkını düzenlemektedir.
23. Hukuk Dairesi         2012/1820 E.  ,  2012/3225 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı kooperatif tarafından başlatılan icra takibinin dayanağı olan senette davacının imzasının bulunmadığını ileri sürerek, davalıya borcu olmadığının tespitinekarar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, talep edilen alacak miktarının 15.000,00 TL olduğundan sulh hukuk mahkemesinin görevsiz olduğunu, İ.İ.K."nun 72.maddesine göre bir yıllık süre içinde dava açılmadığını ve aynı konuda açılan davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu"ndan alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre, senette davacının imzasının bulunmadığı, asliye hukuk mahkemesince verilen kararın ise temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, icra takibine konu senet nedeniyle boçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, takibe konu senette davacının imzası olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının daha önce açtığı davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/38-2007/157 esas ve karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği savunulmuştur. Mahkemece, 12.01.2011 tarihli oturumda, 2002/38 esas sayılı dosyanın Yargıtay"ca bozulduğu, 2010/69 esasına kaydedildiği, davacılardan..."ün davayı takip etttiği ve yargılamanın halen derdest olduğu tespiti yapılmıştır. Davacı vekili bu kez temyiz dilekçesinde, kararın davacı yönünden kesinleştiğini savunmuştur. Dosyadaki belgelerden davacı vekilinin savunması ve oluşturulan gerekçe denetlenememektedir. Bu durumda, mahkemece, kesin hüküm itirazına konu dava dosyası getirtilerek, tarafları, konusu ve dava sebebinin aynı olup olmadığı, kurulan hükmün davacı yönünde kesinleşip kesinleşmediği, başka bir anlatımla somut uyuşmazlıkla ilgili kesin hükmün bulunup bulunmadığı belirlenip, bu hsusuları da kapsar şekilde oluşturulacak gerekçe ile denetime olanaklı bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara