23. Hukuk Dairesi 2012/576 E. , 2012/3207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas ve menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kaldırılması ve iflas davasının reddine, menfi tespit davasının tefrikiyle yeni bir esasa kaydına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili, bir alacaktan dolayı davalı aleyhine haciz yoluyla icra takibi yaptıklarını, takibin kesinleşmesi üzerine takip yolunu iflas yoluyla takibe çevirdiklerini, davalının iflas ödeme emrine karşı kötüniyetle itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiş; birleşen menfi tesbit davasının da reddini istemiştir.
Davalı-birleşen dosyada davacı vekili ise, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak olan bonolarda keşideci olarak şirketi temsilen çift imza olması gerektiği halde tek imza olduğunu, bu durumda bonolorın şirketi borçlandırıcı özelliği olmadığını ve hukuken de geçersiz olduğunu savunarak, bu nedenle davanın reddini istemiş; birleşen davada da hukuken geçersiz olan bonolardan dolayı davacı tarafa borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; takibe dayanak olan bonoların davalı şirketi temsile yetkili iki kişi tarafından imzalanmadığı ve bu nedenle davalı şirketi borçlandırıcı nitelikte olmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve iflas isteminin reddine; birleşen menfi tesbit davasının kabulüne dair verilen karar davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 16.02.2011 tarih ve 2011/145 esas/-2011/910 karar sayılı ilamıyla; iflas davası hakkında verilen hükmün 10 günlük yasal süredan sonra temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz isteminin süreden reddine, iflas ödeme emrine itiraz eden borçlunun iflas davası sırasında tüm savunma ileri sürme imkanı bulunduğundan bu konuda menfi tesbit davası açmasında hukuki yararı olmadığından menfi tesbit davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi ve yargılama usulu farklı olan iflas davasıyla birleştirilerek birlikte görülmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamına göre; itirazın kaldırılması ve iflas davasının reddine, birleşen menfi tesbit davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, iflas yoluyla takibe itirazın kaldırılması ve iflas, birleşen dava menfi tesbit istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre davacı-birleşen dosya davalısı tarafından açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasının reddine ilişkin hüküm, davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesi"nce iflas davası hakkında verilen hükmün 10 günlük yasal süreden sonra temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz isteminin süreden reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiştir. Mahkemece kesinleşen bu kısımla ilgili esasa yönelik yeni bir hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen dosya davalısının temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı-birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.