Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2325 Esas 2022/6520 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2325
Karar No: 2022/6520
Karar Tarihi: 03.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2325 Esas 2022/6520 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ile davalı arasında ulaşım hizmetleri sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, davalıya hizmet sunduğunu ancak hizmet bedelinin bir kısmının ödenmediğini belirterek takip başlatmıştır. Davalı haksız olarak takibe itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf etmiştir ancak istinaf dilekçesi süresinde verilmemiştir. Ancak Covid-19 salgını nedeniyle istinaf yoluna başvuru süresi 7226 sayılı kanunla durdurulmuştur. Bu nedenle davalının istinaf sebepleri incelenmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri: HMK'nın 118. maddesi, HMK'nın 345. maddesi, 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi, 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararından 1. madde.
11. Hukuk Dairesi         2021/2325 E.  ,  2022/6520 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.02.2020 tarih ve 2016/1236 E. - 2020/125 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin süre yönünden reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2020/880 E. - 2020/1234 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile davalının arasında 01.03.2014 tarihinde Ulaşım Hizmetleri Sözleşmesinin imzalandığını, bu kapsamda davacının davalıya ulaşım hizmetleri sunduğunu, ancak davalının bunun karşılığında hizmet bedelinin bir kısmını ödemediğini, bu nedenle bu bedelin tahsili amacıyla davalıya yönelik genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile ulaşım hizmetleri sözleşmesinin akdedildiğini, ancak davacı ve taşeronlarının neden olduğu trafik kazası nedeniyle davalı tarafından yapılan teminat ödemesinin davacının alacağından mahsup edildiğini ve tarafların arasındaki sözleşme ilişkisinin sona erdiğini, bu nedenle davalının davacıya bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın sonucunda, davanın kısmen kabulüne, takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 186.949,75 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 186.949,75 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge adliye mahkemesince, HMK'nın 118. maddesine göre davanın dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağının düzenlendiği, bu durumda istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarih olan 17/04/2020 tarihinde istinaf dilekçesinin HMK'nın 345. maddesinde öngörülen iki haftalık süre içerisinde verilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352. maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karar, davalı vekiline, 23.03.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili tarafından 17.04.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden verilen dilekçe ile karar temyiz edilmiş ve temyiz harçları da süresinde tamamlanmıştır.
    HMK'nın 345. maddesi gereğince, "İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır." hükmolunmuş olup, 26.03.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinde ise, ".. Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,.....itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır." hükmü getirilmiş olup, akabinde 30.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının 1. maddesi ile durma süresi 15/06/2020 tarihine karar uzatılmıştır.
    Somut olayda, Covid-19 salgın hastalığının yayılması ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen ve yürürlüğe konan işbu düzenlemeler nedeniyle davalının istinaf yoluna süresinde başvurduğu anlaşıldığından, bölge adliye mahkemesince davalının istinaf sebeplerinin incelenmesi ve buna ilişkin bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara