Esas No: 2021/2272
Karar No: 2022/6563
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2272 Esas 2022/6563 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2272 E. , 2022/6563 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.03.2017 tarih ve 2014/1064 E- 2017/259 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 21.01.2021 tarih ve 2018/422 E- 2021/82 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akaryakıt istasyon işletilmesi ve bayilik protokolü imzalandığını, sözleşme gereği davalıya 250.000 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, istasyonun bulunduğu arsanın dava dışı maliki tarafından kira sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle istasyon faaliyetlerinin ve bayilik ilişkisinin sona erdirildiğini, durumun davalıya 07/03/2012 tarihli ihtarname ile bildirilerek protokol ile zeyilnamesinin feshedildiğini, pompa ve ekipmanların davalıya teslim edildiğini, müvekkilinin sadece 3.592,55 TL cari hesap borcu bulunduğu halde davalının 06/05/2013 tarihinde teminat mektubunu müvekkiline haber etmeksizin paraya çevirdiğini, müvekkilinin cari hesap borcu çıkarılarak kalan 246.407,00 TL'nin iadesi için davalıya ihtarname gönderdiğini, ancak sonuç alınmadığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinde ödeme emrinin davalıya tebliği üzerine 17/05/2013 tarihli 133.497,00 TL bedelli yatırım katılım iade bedeli konulu faturanın müvekkiline gönderildiğini, bu faturanın ihtarname ile iade edildiğini, davalının takibe itirazında da bu faturanın ileri sürüldüğünü, ayrıca 86.601,74 TL bedeli de dava dışı ...nin davacıdan alacakları olduğu iddiasıyla kendilerine yapılan temlikden dolayı itiraz sebebi yapıldığını, takas mahsup şartlarının oluşmadığını, temlik hususunun şüpheli olduğunu, bu konuyla ilgili olarak dava ve takip hakları saklı kalmak kaydıyla davalının 163.346,67 TL'ye yönelik itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından davacıya 5 yıllık süre için 100.000 USD + KDV tutarında yatırım katılım bedeli ödemesi yapılmasının kararlaştırıldığını, bu çerçevede faturalar karşılığında davacıya 186.288,40 TL yatırım katılım bedeli ödemesi yapıldığını, davacının 07/03/2012 tarihli ihtarnamesiyle bayilik sözleşmesini 02/06/2012'den itibaren geçerli olmak üzere feshettiğini, buna göre sözleşmenin 857 gün önce sonlandırıldığını, bu nedenle davacının bu süreye isabet eden yatırım katılım bedelinin güncel tutarını müvekkiline iade etmekle yükümlü olduğunu, dava dışı ...tarafından davacıdan olan alacaklarının 86.601,74 TL'lik kısmının 06/05/2013 tarihinde müvekkiline temlik edildiğini, tüm bunlardan sonra davacının cari hesaptaki alacağının 8.491,24 TL olduğunu, bu tutar üzerinden kalan kısma haklı olarak itiraz ettiklerini, bu tutarı da ferileriyle birlikte icra dosyasına ödediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafın temlik konusu alacakla ilgili olarak bir talebi bulunmadığı halde yargılama sırasında temlik konusu alacakla ilgili olarak değerlendirme yapılması ve bu değerlendirmelerin de gerekçeli kararda benimsenmesinin, yargılama konusu olmadığı için hatalı olduğu, bu nedenle dava konusu yapılmayan temlik konusu alacakla ilgili olarak Dairece değerlendirme yapılmayacağı, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin feshi davalıdan kaynaklanmadığından davalı tarafın davacıya ödemiş olduğu yatırım katılım bedelinin sözleşmenin kullanılmayan kısmına tekabül eden miktarını isteme hakkı olduğu, bu tutarın bilirkişiler tarafından 108.033,64 TL olarak hesaplandığı ayrıca bu tutarın denkleştirme hesabı yapıldığında 147.181,98 TL'ye karşılık geldiği bulunmuş ise de taleple bağlılık ilkesi gözetilerek bu tutarın 133.497,00 TL olarak davalı tarafından davacıdan istenebileceği, dolayısıyla davalının davacının verdiği teminat mektubundan 133.497,00 TL'lik kısmı nakde çevirmesinde haklı olduğu, öte yandan davacının 246.407,00 TL üzerinden takip yaptığı, bu tutarın 8.491,24 TL'lik asıl alacak kısmının davalı tarafından itirazda kabul edilip icra dosyasına ödendiği, davalının kabul ettiği bu tutarın takibe konu edilen asıl alacak miktarından düşüldüğünde 237.915,76 TL kaldığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve haklarını saklı tuttuğu temlik tutarı olan 86.601,74 TL'nin de bu miktardan düşülmesi sonucu 151.314,02 TL kaldığı, davalının da nakde çevirmekte haklı olduğu kabul edilen 133.497,00 TL'nin bu tutardan mahsubu sonucu geriye 17.817,02 TL kaldığı, her ne kadar bilirkişi raporlarında davalının cari hesaptan 21.410,02 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de bu husustaki taraf defterlerindeki farklılığın neden kaynaklandığı hususunun tam olarak ortaya konamadığı, ispat külfeti kendisinde olan davalının bu miktar alacağını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, ayrıca davacının 09/05/2013 tarihli ihtarname ile nakde çevrilen teminat mektup bedelinin ödenmesini istediği, ihtarnamenin davalıya 10/05/2013 tarihinde tebliğ edildiği, bir günlük atıfet süresi eklendiğinde davalının 12/05/2013 tarihinde temerrüde düştüğü, icra takibinin de 15/05/2013 tarihinde başlatıldığı, buna göre 3 günlük %13,75 avans faizi oranı üzerinden (17.817,02 X 3 X 13,75 / 36000= ) 20,41 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 18.İcra Müdürlüğü'nün 2013/11468 esas sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin 17.817,02 TL asıl alacak ve 20,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.837,43 TL üzerinden asıl alacağa takipten itibaren %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olduğundan İİK'nun 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen tutarın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yerinde görülmediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kaspsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin yatırım bedeline ilişkin temyiz istemine gelince, 01/01/2011 tarihinde taraflar arasında imzalanan, 06/10/2009 tarihli Protokole Zeyilname başlıklı belgenin 1/b maddesinde “Bayi’nin imzalamış olduğu 06.10.2009 tarihli Bayilik Sözleşmesine binaen LUKOİL, 5 (beş) yıl için istasyon yatırım katılım bedeli olarak Bayi’ye 100.000 (yüzbin) Amerikan Doları + KDV ödeyecek olup,..” hükmüne yer verilmiş olup yatırım bedeli 2009 tarihli sözleşme uyarınca 5 yıl için verilmiştir. Buna göre davalı yatırım bedelinin ancak, güncellenmemiş, kıstelyevm metoduna göre sözleşmenin başlangıcı ile sona erdiği tarihe kadarki gün sayısının beş yıllık süreye denk gelen gün sayısından çıkarılmasından arta kalan süreye denk gelen kısmını talep edebilir. İstinaf mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yatırım bedelinin ödeme tarihlerine göre yapılan hesaba ve burada yazılı miktarın da denkleştirme ilkesine göre güncellenen miktarı dikkate alınarak karar verilmesi doğru olmamış, bölge adliye mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 913,86 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.