Esas No: 2022/5543
Karar No: 2022/6550
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5543 Esas 2022/6550 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/5543 E. , 2022/6550 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.03.2021 tarih ve 2020/643 E. - 2021/173 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 02.06.2022 tarih ve 2021/1370 E. - 2022/746 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kurum tarafından davalı şirket aleyhine Ankara 8. İş Mahkemesi'nin 2013/1995 Esas sayılı dosyası ile açılan rücuen alacak davasında davalı şirketin şirket sermayesinde artışa gitmediği için 03.02.2015 tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin edildiğinin öğrenildiğini, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verilmesi üzerine mahkemece taraflarına ihya davası açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek Burcu Gıda Dayanıklı Tük. Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... temsilcisi, ihyası istenilen Burcu... Limited Şirketi'nin 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 9. maddesi uyarınca 6762 sayılı TTK'nın 507. maddesinin değiştirilerek limited şirketlerin esas sermayesinin en az 500.000.000 TL (eski TL) olmasının şart koşulduğunu, 22/12/2001 tarihli ve 2001/3500 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK'nın 507. maddesinde belirtilen en az sermaye tutarının 5.000.000.000.- TL (eski TL) olmasının kararlaştırıldığını, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesine göre gerekli ihtar ve ilanlar yapılmasına rağmen sermaye arttırımı yapılmadığından şirketin sicilden 03.02.2015'te re'sen terkin edildiğini, işbu davanın açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olunmayacağını, davanın terkin tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığından reddi gerektiğini savunarak ihyaya karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, münfesih olmalarına veya sayılmalarına, TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan ve sicilden kaydı silinen şirketin ihyası istemiyle açılan davada; TTK'nın geçici 7. maddesinin 15. numaralı bendinde şirketin sicilden kaydı silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra malvarlığının hazineye intikal edeceği öngörüldüğünden davanın 10 yıllık süre içinde açıldığının kabulü gerektiği, davacının belirtilen yasa maddeleri gereğince sicilden kaydı silinen bu şirket hakkında işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, fakat ihyası istenen şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla münfesih olduğu, yapılan ihtar ve ilanlara rağmen durumu düzeltmediğinden şirketin sicilden resen kaydının silindiği, sicilden resen kaydı silinen şirketin açılan dava nedeniyle ihyası gerektiği gerekçesiyle açılan davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, şirketin tasfiyesini yapmak üzere tasfiye memuru atanmasına, sicilden kaydı silinen şirketin pasif husumet ehliyeti olmadığından şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince, davalı ... müdürlüğünün 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK'da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re'sen terkin ettiği, dolayısıyla usulsüz terkin işlemi sebebiyle anılan maddenin 15. fıkrasında belirtilen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılma şartının artık somut olayda aranmayacağı gözetilerek davalı ... hakkında açılan davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın 10 yıllık hak düşürücü sürede açıldığının kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de davacı kurumun Ankara 8. İş Mahkemesi'nde açmış olduğu 2020/80 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere istem konusu limited şirketin ihyasına ve sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği dikkate alınarak TTK'nın 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye kararı ile ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için mahkemece ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine HMK'nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmemesi ve ihyası istenen şirkete atanan tasfiye memuru ücretinin davacı tarafından karşılanmasının doğru görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, sicilden kaydı silinen ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, Ankara Ticaret Sicil Memurluğu aleyhine açılan davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 138012 sicil numarasında kayıtlı iken sicilden kaydı silinen ...'nin Ankara 8. İş Mahkemesi'nin 2020/80 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye memuru olarak Ferhat Cıvır'ın atanmasına, yapılacak ilan ve diğer masraflarla aylık 750,00 TL tasfiye memuru ücretinin, tasfiye esnasında şirket hesabından tahsil edilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 80,70 TL başvuru ve 80,70 TL maktu karar harcının davalı ...'nden alınarak hazineye gelir kaydına, yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/1. maddesi gereği belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'nden alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... temsilcisinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı davalı ...'nden peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 03/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.