Esas No: 2021/630
Karar No: 2022/6627
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/630 Esas 2022/6627 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/630 E. , 2022/6627 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.01.2018 tarih ve 2012/34 E- 2018/36 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kabulüne dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.10.2020 tarih ve 2018/1662 E- 2020/781 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 04.10.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av....ile davalı-karşı davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı -karşı davalı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 02/09/2010 tarihide ürün satın alma anlaşması ve bu anlaşmaya ek sözleşme başlıklı yazılı sözleşmeler imzaladıklarını, bu sözleşmeler ile davalı tarafın 13/09/2010-20/10/2010 tarihleri arasında 1.1 TL/KG bedelle 550 ton ENTERDONAT LİMONU, KG kesim miktarı günlük 30-40 ton olmak üzere satın-teslim almayı ve bedellerini ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı şirketin sözleşmelerde taahhüt ettiği tarihlerde satın-teslim almayı taahhüt ettiği ürünleri teslim almadığını, ürünleri teslim alması ve bedellerini ödemesi için ihtarname gönderildiğini ve ihtarnamede sözleşmeler gereği taahhütlerini yerine getirmemesi halinde aktin feshi ile doğacak tüm menfi ve müspet zararların talep edileceğinin ihtar edildiğini, ancak davalı şirketin tüm ihtar ve tespitlere rağmen taahhütlerini yerine getirmemekte ısrar ettiğini taraflar arasında yapılan sözlü ve yazılı görüşmelerden de bir netice alınmadığını,bunun üzerine müvekkilin bozulması ve çürümesi ihtimali bulunan dava konusu ürünleri yok pahasına büyük zararlarla başka alıcılara satmak zorunda kaldığını, bu satıştan müvekkilinin büyük zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00.TL'nin 28/10/2010 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalının yapılan sözleşmedeki tedarik miktarlarına uymadığını, kendisine toplam 200.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen gönderilen 22 kamyon için toplam 193 ton teslimat yaptığını, bu nedenlerle açılan asıl davanın yersiz ve haksız olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, karşı dava dilekçesi ile davacı Aksun şirketinin yaş sebze ve meyve ihracatçısı bir firma olup, ihraç edeceği ürünlerin temini için muhtelif tedarikçilerle sözleşmeler akdedildiğini, nitekim ...'ın ürün tedarikçisi olup kendisi ile 02/09/2010 tarihinde Ürün Satın Alma Anlaşması başlıklı sözleşme ve ek sözleşme düzenlendiğini, davalı ... ...'ın sözleşme ile taahhüt ettiği teslimatı yapamaması nedeniyle davacı şirketin yurt dışı alıcı firma olan İnter-line firmasına sipariş teyidi verdiği kg fiyatı 1.00 Euro olan 15 araçlık ihracat taahhüdünü gerçekleştirmemiş İnter-Line firmasına 60.000 Euro ceza ödemek zorunda kaldığını, aynı sözleşme süresi içerisinde davacı Aksun firmasının, davalı ... ...'ın akdedilen sözleşme kapsamında kg fiyatı 1.10 TL'den 550 ton teslimatı eksik yapması nedeniyle aynı ürünü aynı dönemde başka firmalardan davalının taahhüt ettiği fiyattan daha yüksek fiyatlarla almak zorunda kaldığını, davacı firmanın yurt dışı alıcı firma ile olan İnter-Line firması ile söz konusu ürünün satışına ilişkin olarak 1.00 Euro üzerinden anlaşmaya varmış olup bu dönem içerisinde Enter Limonu yurtdışına değişik alıcılara 0.80 Euro-1.00 Euro aralığında ihraç ettiğini, davalı ... ...'ın sözleşme taahhüdüne aykırı olarak eksik teslimat yapması ve eksik teslimat nedeniyle ihracat taahhüdünü gerçekleştiremeyecek ceza ödemek zorunda kaldığını ve araç başına zararın 4.000 Euro olduğu nazara alındığında, davacı şirketin net zararının 132.000 Euro olup bunun dışında gerçekleştirilemeyen ihracat nedeniyle toplam 26.775 USD DİFİF kaybı alacağının mevcut olduğunu savunarak asıl davanın reddine karşı davanın ise, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan en yüksek avans faizi oranı ile birlikte davalı ... ...'dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmede araç üstü teslim kayıtlı ürün satın alma yükümlülüğü yer aldığı ancak sözleşmede bu hususta bir açıklık bulunmadığından emredici hükümlere, tarafların aralarında yaptığı sözleşme hükümlerine, yedek ticari hükümlere ve son olarak da ticari hükümlere göre değerlendirilme yapılması gerektiği, tedarikçi Bayramın kesim yapılacak bahçeleri alıcı davalı şirkete bildirdiğine dair somut bir belge olmadığı, 18/10/2010 tarihinde davacı tarafından davalı şirkete ihtar çekilmiş ise de; bu ihtarın içeriğinde kesim yapılacak bahçelerin bildirilmediğinden üstüne düşen edimi yerine getirmediği bu ihtarın alıcıyı temerüde düşürmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava da ise, davalı şirket, yurt dışı alıcı firma olan inter-line firmasına sipariş teyidi verdiği 300 ton taahhüdünü gerçekleştiremediğinden inter-line firmasına 60.000 EURO cezai şart ödediğini somut olarak belgeleyemediği, tedarikçi olan ... üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi ve temerrüde düşmesi nedeniyle davalı şirketin oluşan zararlarından 12.880 TL mahrum kalınan kar ve 39.012 TL DFİF alacağı talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl dava bakımından; davacı tarafından davalıya çekilen 18.10.2010 tarihli ihtarnamenin sözleşmenin bitimine 2 gün kala yapıldığı, davacının o tarihe kadar 198 ton kadar ürün teslim ettiği yani sözleşmenin bitimine 2 gün kala henüz teslimi vaad edilen ürünlerin yarısının teslim edilmediği, davacının günlük vaad edilen ürün miktarını teslim etmediği, davalı tarafından dosyaya sunulan müstahsil makbuzlarında davacının kimi zaman davacı ile yaptığı anlaşmada belirtilen 1.1 TL kg bedelinden yüksek olarak 1,4-1,3-1,15 TL bedelle mal satın aldığı, satıcı tarafından çekilen ihtarnamede hazır edildiği bildirilen malların hangi adreste teslime hazır bekletildiğinin bildirilmediği, BK'nın 90. ve 91. maddeleri uyarınca alacaklının temerrüde düştüğünün davacı tarafından ispat edilemediği, nitekim ticari mallar bakımından hakim kararı olmaksızın bir ardiyeye tevdii mümkün iken bununda yerine getirilmediği, her ne kadar davacı taraf yapılan tespit dosyalarında söz konusu tespit yapılan bahçelerdeki limonun teslime hazır limon olduğu, davacının bu limonları satın aldığı belirtilmiş ise de 716, 38, 720, 722, 724, 763, 764, 766, 767, 820, 700 parsel nolu bahçelere ilişkin Soda Sanayi A.Ş. ile yapıldığı söylenen sözleşmede Soda Sanayi A.Ş. adına atılan imzanın bu şirket yetkilisine ait olmadığının bu şirket tarafından belirtildiği, tüm bu durumlar karşısında davacının dava konusu emtiayı teslime hazır hale getirdiğini ve alıcının temerrüde düştüğünü ispat edemediği, karşı dava bakımından; davacı karşı davalının sözleşme uyarınca edimlerini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle, davalı karşı davacının piyasadan daha yüksek bedelden mal temin ederek ihraç ettiği davalı karşı davacının 21.024,00 TL zararının bulunduğu, ilk derece mahkemesince alınan 10.08.2015 tarihli bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı karşı davacının davacı karşı davalıdan 21.825 USD DFİF alacağı olduğu davalı karşı davacının bu alacağını TL olarak talep ettiği, taleple bağlı kalınarak bu alacağın TL karşılığının (21.285 USDX 1.7875 dava tarihindeki efektif satış kuru) 39.012,00.TL olduğu, davalı karşı davacının, davacı karşı davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle cezai şart ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davalı karşı davacının cezai şarta ilişkin talebinin reddi ile davalı karşı davacının talep ettiği zarar miktarının eksik hesaplandığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacı karşı davalının davasının reddi ile davalı karşı davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, kararı temyiz etmiştir.
1-Davacı-karşı davalı vekilinin, asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı -karşı davalının, karşı davaya yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın “Temyiz Edilemeyen Kararlar” başlığını taşıyan 362/1-a maddesiyle, Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve miktar veya değeri 40.000,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olarak verilen kararlara karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu miktar, karar tarihi olan 06/10/2020 tarihi itibariyle 72.070,00 TL’dir. Karşı davada hüküm altına alınan toplam tutar 60.036,00 TL olup yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, karşı davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3- Davalı-karşı davacının, karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının asıl davaya yönelik temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının karşı davaya yönelik temyiz isteminin miktar yönünden REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, duruşmada hazır bulunan taraf vekilleri lehine takdir edilen 8.400 TL duruşma vekalet ücretinin bir taraftan alınarak yekdiğerine verilmesine, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 1.000,97 TL. harcın temyiz eden asıl dava yönünden-asıl davada davacı ...'ye iadesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden karşı dava yönünden-karşı davada davacı Aksun Tarımsal Ürünler İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş.'den alınmasına, 04/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.