Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2435 Esas 2022/6609 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2435
Karar No: 2022/6609
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2435 Esas 2022/6609 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2435 E.  ,  2022/6609 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.04.2018 tarih ve 2014/690 E. - 2018/343 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.12.2020 tarih ve 2019/61 E. - 2020/1338 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin otuz yıldır zeytin satarak biriktirdiği parayla sahip olduğu “Bandırma Gıda Market” isimli işyerinde çalışmak üzere 2005 yılında davalı ...’ı 850.00,00 TL aylıkla işe aldığını, davalıya duyduğu güven nedeniyle iş yerinin işletmesini davalıya bırakarak daha önceden yapmakta olduğu kamyon üzerinde zeytin pazarlama işine devam ettiğini, 2007 yılı Temmuz ayı başında muhasebecisinin firmaya 500.000.00 TL'den fazla mal girişi olmasına rağmen satılan malın çok cüzi miktarda kaldığının belirtmesi üzerine, yasal defter incelemesi ve mal sayımı yapıldığını, denetimde firmanın zarara uğradığı hatta iflas ettiğinin tespiti üzerine, davalıdan defter, fatura, yaptığı tahsilat ve ödemelerin ibrazının istenildiğini, davalının işyeri anahtarlarını teslim etmeksizin işe gelmediğini, markette yapılan kontrolde, davalı tarafından müvekkili imzası taklit edilmek suretiyle davalı bankadan 30742440 başlangıç seri nolu çek karnesi aldığını ve sahte imzalarla piyasada çeşitli firmalara çek keşide etmek suretiyle müvekkilini borçlandırdığını, keşide etmiş bulunduğu çekler nedeniyle gelen ödeme emirleri ve haciz tutanaklarını teslim aldığının tespit edildiğini, müvekkilinin bilgisi ve izni olmaksızın davalı ...’a yasal sorumluluğu gereğince gerekli dikkat ve özeni göstermeksizin çek karnesi veren ve bu suretle davacının zarara uğratılmasına sebep olan davalı bankanın söz konusu zarardan sorumlu olduğunu, dava dilekçesinde liste halinde yazılı çekler haricinde başkaca çeklerinde davalı ... tarafından keşide edilerek piyasaya verildiğinden endişe edildiğini, bu nedenle bu dilekçede yazılı olan çeklerin dışında başka çeklerde keşide edilerek piyasaya sürülmüş ise bu çeklerle ilgili yasal hakları ve bu olaylar nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu manevi ve munzam zararlarla ilgili yasal haklarını saklı tuttuklarını ileri sürerek, 80.193.00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 08.07.2009 tarihli ıslah dilkeçesi dava değerini 86.563,00 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili bankanın davacının talimatları doğrultusunda ve bilgisi dahilinde hesaplarında işlem yaptığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının müvekkili bankadan 3074237- 3074261 seri nolarını taşıyan çek karnesini bizzat teslim aldığını, davacının müvekkilinden teslim aldığı çek karnesini saklamak ve korumakla yükümlü olduğunu, davacının diğer davalının çekleri rızası ve bilgisi dışında keşide ettiği iddiasının müvekkili yönünden geçerli olmadığını, davacının 2642500 ve 2642485 no'lu toplam 5.215.00 TL tutarında iki çeki keşide ettiğinin beyan edildiğini, davacının gerekli özeni göstermemesi nedeniyle davalının çek karnesini ele geçirmesine sebebiyet verdiğini açıkça ikrar ettiğini, davacı yanında çalışan ... vasıtasıyla ve müvekkili bankaya verdiği talimatlar doğrultusunda hesaplarında işlem yapıldığını, talimatların işlemi yapan görevliler tarafından teyit edildiğini, zararın davacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde bu zararından dolayı sorumluluğun davacıya ait olduğunu, davacının, dava konusu hesabı bu ödemeler sonrasında da kullanmaya devam ettiğini ve davalı ... tarafından bu hesaba çeşitli tarihlerde para yatırma işlemlerinin yapıldığını, davacı hesabına para yatıran ve davacının hesabından talimatı gereği para çeken diğer davalının işlemlerinden dolayı müvekkili bankaya yüklenecek bir kusur ve sorumluluk bulunmadığını, davacını çalıştıran sıfatı ile sorumluluğunun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... hakkında Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/887 Esas sayılı dosyasında çeklerin davacının talimatı doğrultusunda kendisi tarafından doldurulduğunu ve çek karnesinin alınması ile ilgili talimatın da davacının imzasını taklit ederek attığı yönünde beyanda bulunduğu, davalı ...'ın beyanı ve ATK'dan alınan raporlar dikkate alındığında, dava konusu çekler ve bankaya hitaben yazılan talimat ve teslim makbuzlarındaki imzaların davacının imzaları taklit edilerek atıldığı ve gerçeğine çok yakın olduğundan ayırt edilemeyecek derecede bir yakınlık bulunduğu, çekler ve çek tevdi makbuzlarındaki imzaların davacıya ait olmasa da zararının tazmininin talep edilebilmesi için bu çeklerin davacının ticari ilişkisinde kullanılmaması gerektiği, bankadan gelen yazı cevabında gönderilen belgelerden davalı ... tarafından bu çek karnesinin verilmesinden öncesinde ve sonrasında davacı adına davalı bankada bulunan hesaba para yatırıldığı ve bu hesaptan da para çekildiği, yani bu çek karnesi verilmesinden önce ve sonrasında da davacının hesabına para yatırılması ve çekilmesi şeklinde davacının talimatı ile davalı tarafından işlem yapıldığı, bankadan gelen yazı cevabındaki belgelerde çek karnesi alınmasına ilişkin talep ve teslim makbuzlarında davacının imzası bulunmakta ve talimat üzerinde davacı aranarak teyit alındığı yönünde notların bulunduğu, bu hususlar ve çek karnesi verildikten sonra da davacının banka hesabından davalı ... tarafından para çekilmesi ve yatırılması gibi işlemlerin sürekli yapıldığı dikkate alındığında artık imzaların davacıya ait olup olmadığının bir önemi kalmadığı, davacının bu çeklerin kendi ticari ilişkisinde kullanılmadığı yönünde dosyaya herhangi bir delil ibraz etmediği gibi bu çeklerin verilmesinden öncesinde ve sonrasında davacı tarafından davalı bankaya talimat yolu ile işlem yaptırılıp yaptırılmadığı, yaptırılmış ise ne şekilde ve kim tarafından yapıldığı ve dava konusu çeklerin davacının ticari ilişkisinde kullanılıp kullanılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine rağmen davacıya verilen kesin sürede bilirkişi ücreti yatırılmadığı gibi davacı vekili 04/04/2018 tarihli celsede defter ibraz etmeyeceklerini, dosyanın bu hali ile karara çıkartılmasını talep ettiği, dosya kapsamına göre de dava konusu çeklerin kendi talimatı dışında kullanıldığı, ticari ilişkisinde kullanılmadığı iddiası ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesi içeriğine göre, davacı tarafın ticari işletmesinin yönetimiyle ilgili olarak davalı ...'ı ticari temsilci olarak belirlediği, market işletmesinin tamamen davalıya bırakıldığı davacının eskiden olduğu gibi pazarlama faaliyetlerine motorlu araçla devam ettiği, hangi çeklerin veya bankadan tahsil edilen hangi paranın işletme amaçları doğrultusunda kullanılmadığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, çünkü işlemi yapanın davacının ticari temsilcisi olduğu, belirtilen şekilde ispatın sağlanabilmesi için davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi zorunlu olduğu gibi davalı bankanın benzer şekilde işlemlere icazet verildiği ve dava dilekçesinde ileri sürülen işlemlerden sonra bizzat davacı tarafından hesaptan para çekilmek ve yatırılmak suretiyle işlemden haberdar olunduğu savunması içinde bilirkişi incelemesi zorunlu olup, incelemenin ticari defterler üzerinde yapılması gerektiği, yapılan işlemlerin işletmenin amacı dışında yapıldığı davacı kayıtları ile belirlenmesi halinde ise bu işlemlerin hangi işlemler olduğu ve zamana yaygın şekilde yapılan işlemler konusunda davacı ve davalı bankanın bir kusurunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekeceği ancak zararın belirlenmediği bir aşamada, mahkemece kusur yönünden bir değerlendirme yapılması mümkün olmadığı ve davalı gerçek kişinin ticari temsilci eliyle yaptığı işlemlerin işletme amacı doğrultusunda yapılıp yapılmadığının da davacı kayıtlarında yapılacak incelemelerle belirleneceğinden her iki davalının ispat edilmeyen zarardan sorumlu tutulmamalarına ilişkin mahkeme gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara