Esas No: 2021/1472
Karar No: 2021/5317
Karar Tarihi: 02.03.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/1472 Esas 2021/5317 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalı ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının Deştiğin Belediye Başkanlığı bünyesinde çalıştığını, ücret ve diğer haklarının 2009 yılından itibaren eksik ödendiğini beyan ederek ödenmeyen ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 28.05.2019 tarihli ilamı ile, davacının çalıştığı Belediyenin yargılama aşamasında 6360 sayılı Kanun gereği kapatıldığı, her ne kadar ... davaya dahil edilmek suretiyle yargılama sürdürülmüş ise de, 6360 sayılı Kanun gereği ilgili Komisyon kararı ve ekleri getirtilerek kapatılan belediyede çalışan davacının hangi kurum ve kuruluşa devredildiğinin belirlenmesi ve davacıya davasını ilgili kuruma yöneltmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi uyarınca süre verildikten sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği noktasında bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı tarafça yapılan ödemenin hangi alacak kaleminden mahsup edilmesi gerektiği taraflar uyuşmazlık konusudur.
6098 sayılı Kanun"un 101. maddesinde “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir. Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.” hükmü öngörülmüş, 102. maddede ise “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” kuralı düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından davacıya dava devam ederken bir miktar ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup, taraflar arasında yapılan ödemenin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, bu ödeme resen dikkate alınmak suretiyle, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan alacaklardan mahsubu yerinde ise de, mahsup şekli isabetli değildir. Dava dışı ...’nın, ...’na hitaben yazdığı 25/12/2014 tarihli yazıda ve ekindeki formda davacıya yapılması gereken ödemenin açıkça “2012-2013-2014 ikramiye ve 16 günlük maaş” karşılığı olduğu belirtilmiştir. Bozma kararı sonrasında davaya dahil edilen davalı ...’nca, bu yazıya istinaden ödeme emri belgesi düzenlenmek suretiyle davacıya ödeme yapıldığı ilgili belediyenin 07/03/2016 tarihli cevabi yazısından ve diğer ödeme belgelerinden anlaşılmaktadır.
Şu halde davacıya ödenen miktarın, davacının 2012, 2013 ve 2014 ikramiye alacakları ile ücret alacağından mahsup edilmesi gerektiği açık olup; mahkemece tüm ödemenin ücret (farkı) alacağından mahsubu suretiyle sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davalı ...’nın zamanaşımı savunmasına değer verilip verilmeyeceği noktasındadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalıştığı belediyenin dava devam ederken Kanun gereği kapatıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin “davacının devredildiği kurumun belirlenmesi ve bu kurumun HMK’nın 124. maddesi gereği davaya dahil edilmesi gerektiği” yönündeki bozma kararı üzerine, dava dilekçesi ile diğer belgeler davalı ... Belediyesi’ne tebliğ edilerek, ilgili Kurum davaya dahil edilmiştir. Davalı taraf süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece davalının zamanaşımı savunması ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.03.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.