Esas No: 2021/5118
Karar No: 2022/6603
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5118 Esas 2022/6603 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5118 E. , 2022/6603 K.Özet:
Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan bayilik sözleşmesi gereği intifa hakkı verilen taşınmazın kullanılmayan süresine tekabül eden kısmının iadesi davacı tarafından talep edildi. Ancak davalı, sözleşmenin Rekabet Kurulu tarafından sınırlandırılması üzerine yeniden imzalamayacağını bildirdi. Davacı, kullanılmayan sürelere tekabül eden intifa bedeli ve gayrimaddi hak bedeli olarak ödenen tutarların davalı yararına sebepsiz zenginleşme oluşturduğunu ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddetti. Davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilirken, davacı vekilinin intifa hakkından kaynaklı alacağın tahsili istemi kabul edilerek hüküm fıkrasında yer alan nispi vekalet ücreti düzeltildi. Kanun maddeleri olarak ise; Avukatlık Asgari ücret tarifesinin 7/2. maddesi ve davada dava şartı yokluğunun usulden reddedilmesi durumu ele alınmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.03.2021 tarih ve 2020/277 E. - 2021/358 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde 15 yıl süreyle intifa hakkı tesis edildiğini, sözleşmenin 22/07/2009 tarihinde karşılıklı feshedildiğini, taşınmazın davacı şirketin onayıyla diğer grup şirketlerden Lukoil Eurosia Petrol A.Ş. bayisi olarak işletilmesi hususunda davalı ile 20/07/2009 tarihli yeni bir bayilik sözleşmesi imzalandığını, Rekabet Kurumu'nun bayilik sözleşmeleri'ni 5 yıllık süre ile sınırlandırması üzerine davalının yeniden sözleşme imzalamayacağını bildirdiğini, intifanın kullanılmayan süreye tekabül eden kısmının iadesinin talep edildiğini ancak bu tutarın davalı şirket tarafından ödenmediğini, intifa bedeli ve gayrimaddi hak bedeli olarak ödenen tutarların kullanılmayan süreye tekabül eden 2.413.2800 TL'sinin davalı yararına sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini ileri sürerek bu tutarın temerrüt tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap süresi dolduktan sonra sunduğu beyan dilekçesinde, davacının akaryakıt sektöründen çekilerek tüm haklarını Lukoil Eurosia Petrol A.Ş.'ye devrettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, davacının davada taraf sıfatı bulunmadığını, kaldı ki, davacının tüm harcamaları sözleşmenin 5 yıl süreli olacağını bilerek yaptığını, gayrinakdi yatırımların sözleşmenin sona ermesinden sonra aynen davacıya iade ediliğini, davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu talebin intifa hakkına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, intifa hakkının kalan süre yönünden istenebilmesi için dava tarihinden önce terkin edilmesi gerektiği, Tapu Sicil Müdürlüğü kayıtlarının incelenmesi sonucu intifa hakkının terkin edilmediği gerekçesiyle açılan davanın dava şartı yokluğunun usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, intifa hakkından kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Bu durumda Avukatlık Asgari ücret tarifesinin 7/2. maddesi gereğince tarifenin 2. kısmın 2. bölümünü geçmemek üzere davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekir ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4’inci paragrafında bulunan “.... 107.264,04TL nispi..” ibaresinin çıkartılarak yerine “... 5.100,00TL maktu.. ” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine,
04.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.