Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2754 Esas 2022/6606 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2754
Karar No: 2022/6606
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2754 Esas 2022/6606 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2754 E.  ,  2022/6606 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    13. HUKUK DAİRESİ
    BİRLEŞEN DAVA : İSTANBUL ANADOLU 16. ASLİYE TİCARET
    MAHKEMESİ'NİN 2014/62 ESAS

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.12.2018 tarih ve 2014/1268 E. - 2018/1310 K. sayılı kararın asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.01.2021 tarih ve 2019/975 E. - 2021/92 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkil ...'ın, 03.04.2007 tarihinden bu yana davalı şirketin ortağı olduğunu, şirket ortakları arasında ciddi uyuşmazlıklar mevcut olup, uyumsuzluk ve husumetin uzun süredir devam ettiğini, bu durumun, şirket ortaklarının bir araya gelmesini ortadan kaldırdığını, böylece şirketin amacına ulaşmasını güçleştiren ve devamlılığını ortadan kaldıran bir sebep oluştuğunu ve haklı fesih koşullarının oluştuğunu, müvekkili ve ortağı arasında ihtarnameler keşide edildiğini, davalı ortak ... tarafından müvekkiline Kadıköy 27.noterliğinden 02.01.2013/00050 yevmiye sayılı ihtarname yollandığını, müvekkil tarafından da davalı ...'ye, şirket defterlerinin düzgün tutulmadığı, müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında şirkete krediler alındığı ve bu kredilerin nerede kullanıldığının belli olmadığı ve ortak ...'nin bazı harcamalarının şirketten karşılandığı hususunda İstanbul 37. noterliğinden 06.03.2013/05652 yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, bunların yanı sıra 2010, 2011 ve 2012 yılına ait yönetim kurulu toplantı tutanaklarının da istenmiş olmasına rağmen müvekkiline gönderilmediğini, şirket genel kurulunun uzun zamandan beri toplanamadığını, ortaklar arasında birlik ve beraberliğin sağlanmadığını, görüş ayrılığının olduğunu, şirketin zarar ettiğini ileri sürerek, şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiş, birleşen dava yönünden ise, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-birleşen davada davacı vekili, davacının ileri sürdüğü iddialarının mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu, davacının hiçbir toplantıya, iş yerine ve iş görüşmelerine gelmediğinden kötü niyetlinin bizzat davacı olduğunu, müvekkili şirket genel kurulunun düzenli olarak toplandığını, davacının müvekkillerini zor duruma düşürmek adına genel kurula katılmadığını, davacının kötü niyeti yüzünden müvekkillerinin zarara uğradığını, zira davacının belirtilen gün ve tarihlerde genel kurul toplantılarına katılmış olsaydı istediği tüm bilgileri temin edebileceğini, çünkü davacının belirtilen tarihlerde münferit müdür konumunda olduğunu, müvekkili şirketin tasfiyesini gerektirecek bir durumun olmadığını savunarak davanın reddini istemiş, birleşen dava yönünden ise, müvekkilinin Şef Gıda Üretim Paz. San. Tic. Ltd. Şirketinin % 67 hissesine sahip ortağı ve şirket yetkilisi olduğunu, davalının % 37 hisseye sahip diğer ortak olduğunu, müvekkili ile davalı arasında gerek şirket işleriyle ilgili ve gerekse ticari anlamda sıkıntılar olduğunu, davalının şirket genel kurul toplantılarına katılmadığını, şirkete gelmediğini, şirket işleriyle ilgilenmediğini ileri sürerek, davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının bilgi alma hakkının engellendiği iddiasıyla genel kurulu toplantıya çağırmaya ilişkin prosedürü başlattığına ve bunun akabinde de bilgi alma hakkının kullanılması için mahkemeye başvurduğuna ilişkin herhangi somut bir delilinin bulunmadığı, bir diğer ifadeyle davacının, bilgi alma hakkının kullanılması için TTK m. 614'de belirlenen hukuki yollara başvurduğunu ispatlayamadığı, bu hukuki yollar tüketilmeden bilgi alma hakkının ihlal edilmesinin fesih için haklı sebep teşkil etmeyeceği, bu nedenle davacının davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı nedenlerin oluştuğu iddiasını kanıtlayamadığından davalı şirket aleyhine açılan davanın reddi gerektiği, ayrıca haklı nedenlerle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, davalı ortağa husumet yöneltilemeyeceği, bu nedenle davalı ... Pencereci aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, birleşen dava yönünden ise, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde, davalı şirketin kuruluşundan bugüne kadar 15.06.2007, 04.09.2008, 01.06.2009, 02.08.2010, 23.10.2013 tarihlerinde genel kurul toplantılarının yapıldığı ve davalının bu toplantılardan sadece 23.10.2013 tarihli toplantıya katılmadığı, kaldı ki, bir sermaye şirketi olan limited şirket ortağının genel kurul toplantısına katılması bir hak olup bir görev niteliğini taşımadığı, davalının müdürlük görevininde 23.10.2013 tarihli toplantıyla sona erdiği, davacının ileri sürdüğü sebeplerin davalının şirketten çıkarılması için haklı neden oluşturmadığı gibi, TTK m. 640/3 uyarınca ortağın haklı sebeple çıkarılması davasının açılabilmesi için TTK m. 621/1-h maddesinde belirtilen yeter sayı ile genel kurulun çıkarılma davası açılması konusunda karar alması gerekmekte olup, bu hususta alınmış bir karar olmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davalı Şef Gıda Üretim Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... Pencereci aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine, birleşen dava yönünden koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından asıl dava yönünden istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin feshi ve tasfiyesine ilşikin davada şirketin hasım gösterilmek suretiyle açılmasının yeterli olduğu, şirket ortağının bu davada hasım gösterilmesine yasal olarak imkan bulunmadığı bu nedenle mahkemece davalı ... hakkında pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, şirket hakkında açılan dava yönünden ise davacının, şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirir haklı nedenlerin varlığını kanıtlayamadığı, dava tarihi itibarıyla her iki ortağında münferit yetkili müdür oldukları, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davalı ... şirketi münferiden temsile yetkili olup, tek başına imzaladığı kredi sözleşmeleri ile kullanılan krediler dava tarihi itibarıyla şirketçe ödenmiş olup, bankalara olan kredi borçları şirketin davadan sonra kullandığı kredilerden kaynaklandığı, anılan kredilerin usulsüz kullanıldığına dair davacının somut bir iddiası olmadığı gibi bu hususu ispatlayamadığı, yine davacının, davalı müdürün şahsi harcamalarını şirket hesaplarından karşıladığı iddia edilmiş ise de bu hususunda ispatlanamadığı, ortağın bilgi alma hakkının TTK 636/3 maddesinde öngörülen haklı nedenle fesih sebebi sayılabilmesi için ortağın maddede öngörülen usule uygun şekilde bilgi alma hakkını kullanması buna rağmen şirket müdürünün ortağın bilgi alma hakkını yasaya aykırı olarak engellemiş olması gerektiği, şirket kayıtlarına göre davacı da dava tarihi itibarıyla şirket müdürü olup, bu sıfatı ile şirket kayıtlarına her zaman ulaşmasının mümkün olduğu ve davalı tarafından engellendiği hususu da ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davada davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara