Esas No: 2021/2687
Karar No: 2022/6638
Karar Tarihi: 04.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2687 Esas 2022/6638 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2687 E. , 2022/6638 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2019 tarih ve 2017/421 E- 2019/62 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 25/12/2020 tarih ve 2019/813 E- 2020/1203 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin, alanında lider olduğunu, nargile tütünü üretimi ve satışı alanında faaliyet gösterdiğini, 1913’te kurulduğunu, tescilli markaları bulunduğunu, NAKHLA ibaresinin aynı zamanda ticaret unvanı olduğunu, dava konusu 2016/15535 sayılı "Nakhla" ibareli markanın yayınına itiraz edildiğini, itirazın reddedildiğini, karara itiraz edildiğini, dava konusu 2017-M-7425 sayılı YİDK kararıyla bu itirazın da reddedildiğini, kahve ve nargile ürünlerinin birlikte tüketilmekte olduğunu, markaların ilişkilendirileceğini, müvekkil markasının tanınmış olduğunu, müvekkilinin önceye dayalı hakkı bulunduğunu belirterek; dava konusu YİDK kararının iptalini ve 2016/15535 sayılı "Nakhla" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kurum vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkil şirketin 1996’da kurulduğunu, 100 adet markası bulunduğunu, sınıfların farklı olduğunu, markaların benzer olmadığını, itiraz gerekçesi markaların tanınmış olmadığını, emsal yargı kararları bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalının "Nakhla" ibareli marka başvurusu ile davacının " NAKHLA" asıl unsurlu tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak benzerlik bulunmakla birlikte marka kapsamları arasında benzerlik olmadığından, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığı, ancak somut olayda olduğu gibi mevcut bir markanın birebir aynısının seçilmesinin tesadüf olmadığı, zira davalı firmanın bir marka vekili aracılığıyla marka başvurusunda bulunmuş olup birebir aynı ibareyi taşıyan ancak başka sınıfta tescilli olduğu marka sorgulaması ile kolayca anlaşılabilecek işareti seçip tercih etmesinin basiretli bir tacirin yapmaması gereken bir davranış olduğu, bu durumun TTK'nın 54. maddesi anlamında haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 2017-M-7425 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2016/15535 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum ve şirket vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, başka sınıfta tescilli markanın birebir aynısının tescili için başvuru yapılması kötü niyetli kabul edilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 09/05/2019 tarih, 2018/1782 E.- 2019/3612 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere tek başına tanınmış markaya konu ibarenin aynısının ya da benzerinin başkalarınca marka başvurusuna konu edilmesi kötü niyetli başvuru olarak kabul edilemeyeceği, tanınmış marka korumasıyla, kötü niyete karşı marka tescili korumasının ayrı kurumlar olması, marka işaretlerinin benzerliği dışında, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğuna dair somut herhangi bir vakıanın da iddia ve ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf itirazları haklı bulunmuş ve HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.