Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3161 Esas 2022/6688 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3161
Karar No: 2022/6688
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3161 Esas 2022/6688 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı şirketin ortağı olan davalı ...’a ait 42 hisseyi hisse devir sözleşmesi ile satın aldığını, ancak devrin şirket pay defterine kaydedilmediğini ve tescil işlemlerinin yapılmadığını iddia ederek hisselerin tescili ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle ödenen bedelin tahsili için dava açmıştır. Davalı şirket ve davalı ... bu iddiaları reddetmiştir. Daha önce bozma kararı verilen davada, mahkeme davacının 33 hissesinin tespiti ve tescili ile kalan 9 hisse yönünden sebepsiz zenginleşme talebinin reddine karar vermiş, karar temyiz edilmiştir. Karşı oyda ise, davacının hisse devirinden vazgeçtiğine dair bir tutanak olduğu ve dava konusunun ortadan kalktığı belirtilerek kararın bozulması talep edilmektedir. Kararın kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 2, 3, 20, 22, 23, 24.
11. Hukuk Dairesi         2021/3161 E.  ,  2022/6688 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 05.03.2020 tarih ve 2018/486 E. - 2020/118 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortaklarından olan davalı ...'a ait 42 hisseyi 42.000.-TL karşılığında hisse devir sözleşmesi ile devraldığını, davalı ...'ın gerçekleştirilen hisse devrini şirket pay defterine kaydettirmediğini, gerekli tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek davalı şirkette bulunan 42 hissenin müvekkiline devredildiğinin tespiti ile tescilini, bu olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme nedeniyle haksız olarak ödenen 42.000.-TL'nin devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekili, yapılan hisse devrinin müvekkili açısından bir bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının devir ve tescil için şirkete müracaat etmediğini, diğer davalının şirkette 42 değil, 33 adet hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin harici satışı kabul etmek zorunda olmadığını, yönetim kurulunun sebep göstermeden pay devrini reddedebileceğini, pay devri için ödenen bedelden şirketin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, hisselerin devri için ödenen miktarın davacıya iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davacı ...'ın dava dilekçesinde belirttiği 42 hissenin 9 hissesinin davacıya devrinden önce davalı şirketin yönetim kurulu kararı ile ...'a devredildiğinin pay defterindeki kayıtlardan anlaşıldığı, Yargıtay bozma ilamları dikkate alınarak davacının üyeliğini engelleyecek hususların araştırıldığı, davalı şirketçe davacı adına açılan icra takiplerinin sayıca çok olması ve şirket sözleşmesi gereğince bunun gerekli bir sebep olduğunun bildirildiği, ancak bu borçların şahıs borcu olması ticari şirketlerin malvarlığını etkilemeyeceğinden davacının devir aldığı senetlerin tespit ve tescilini talep edebileceği, bu durumda davalı ...'ın diğer davalı şirkette 42 adet hissesinin bulunduğu, hissesinin 9 adetini 08/05/2012 tarih ve 93 nolu yönetim kurulu kararı ile ...'a devrettiği, yine bu davalının 19/06/2012 tarihli noter devir sözleşmesi ile 42 hissesini davacıya devrettiği, karşılığında 42.000,00 TL'yi davacıdan nakden aldığı anlaşılıp davacının 33 hissesinin olduğu, birleşen dava konusu da olan ve talep edilen hisselerden geriye kalan 9 hissenin davacıya satışından önce birleşen davanın davalısı ...'a devri yapıldığından dolayı bu hisselerin tespit ve tescili talebinin reddi gerektiği, bu ret edilen dokuz hisse yönünden sebepsiz zenginleşme talebinin ise, davacı ile davalı ... arasında düzenlenen ibralaşma tutanağı gereği bedeli alındığından reddi gerektiğinden, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalı ...'a ait 33 hissenin davacıya ait olduğunun tespitine ve bu 33 hissenin davacı adına tesciline, reddedilen 9 hisse yönünden terditli talep edilen sebepsiz zenginleşme talebinin reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 102,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan, aşağıda yazılı bakiye 1.690,68 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı ...'dan, aşağıda yazılı bakiye 1.690,48 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı Munzur Polen Arıcılık A.Ş.'den alınmasına, 05/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, davacının, davalı ...’ın diğer davalı şirketteki paylarının, davacıya devredildiğinin tespiti ve tesciline, olmazsa ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir.
    Dava dosyası içerisinde yer alan Davacı ... ve Davalılardan ... arasında imzalanan 15.08.2013 tarihli tutanağa göre; Şirket hisse devrinin diğer davalı şirket tarafından pay defterine kaydedilmemesi üzerine şirket hisse devrinden tarafların vazgeçtiği, Davacı ...’ın Davalı ...’a hisse devir bedeli olarak ödediği, 42.000 TL’nin Davalı ... tarafından davacı ...’a nakit olarak iade edildiği, bu nedenle Davacı ...’ın hisse devir sözleşmesinden doğan tüm alacak ve ferilerinden vazgeçtiği bu konuda sözleşmenin tarafları arasında bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal Böyle olunca davalı şirket yönünden pay defterine kaydı gereken bir şirket hisse devri olmayacağı da aşikardır.
    Bu nedenlerle dava konusunun ortadan kalktığı, bu hususun mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği gözetilerek davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabul edilmesi ve bu kararın Dairemizce Onanması doğru olmamış kararın yukarıda anlatılan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun kararına muhalifim.

    Hemen Ara