Esas No: 2012/979
Karar No: 2012/3070
Karar Tarihi: 25.04.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/979 Esas 2012/3070 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin başkanlığını yaptığı dönemde kişisel olarak kooperatif için harcamalar yaptığını, bununla ilgili 4.200,00 TL bakiye alacağını ve 6.552,00 TL huzur hakkı alacağı tahsil edemediğini ileri sürerek, şimdilik 11.000,00 TL’nin, hakkın doğumu tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında tespit edilen 10.682,20 TL ana para alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasının kanıtlanması halinde aidat borcu ile kooperatiften borçlarına mahsuben ciro ile aldığı toplam 7.160,00 TL bedelli iki adet senet bedelinin mahsubu gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen 05.09.2005 tarihli bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 30.11.2006 tarihinde davacının şahsi ve huzur hakkı alacağı toplamının faizi dahil toplam 31.295,91 TL olduğu, davacının aidat borcunun ve aldığı iki senet bedelinin mahsubu ile 19.971,75 TL alacağı kaldığı, asıl alacağın 10.682,20 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.682,20 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay Yüksek 11. Hukuk Dairesi’nin 14.04.2008 tarihli kararı ile davacının dava konusu alacaklarından dolayı davalıyı daha önce temerrüde düşürmemiş olmasına rağmen mahsup işleminin faizli toplam alacak üzerinden yapılmış olmasının doğru olmadığı, davalının asıl alacak miktarının ve varsa faiz alacağının mahsubunun yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, benimsenen 30.09.2009 havale tarihli bilirkişi ek raporuna göre, davacının ana para alacağının 10.977,000 TL olduğu, bu miktardan davalının faiziyle birlikte 4.164,16 TL aidat ve davacıya alacaklarına mahsuben temlik edilen iki senet bedeli 7.160,00 TL’nin mahsubu ile davacının davalıya 347,16 TL borcunun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, özellikle davacının tahsil etmediğini belirttiği 7.160,00 TL bedelli senetlere ilişkin mahkemenin 30.11.2006 tarihli önceki kararının gerekçe
kısmının davacı tarafından temyiz edilmemesine ve senetlerin tahsil edilmemiş olması durumunda davacının dava açma hakkı bulunduğuna göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.