Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4734 Esas 2022/6702 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4734
Karar No: 2022/6702
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4734 Esas 2022/6702 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/4734 E.  ,  2022/6702 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22/09/2020 tarih ve 2018/536 E. - 2020/385 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının numune alıp test ettikten sonra 15 ton kimyasal maddeyi teslim aldığını, daha sonra dövizde meydana gelen düşüş nedeniyle davalı firmanın müvekkilinden indirim talep ettiğini, müvekkilinin bu talebi kabul etmediğini, teslimattan 4 ay sonra 7.300 kg ürünün iadesi amacıyla davalının müvekkiline fatura gönderdiğini, müvekkilince bu faturanın davalıya noterden iade edildiğini, mal tesliminden 5 ay sonra davalının malın ayıplı olduğu konusunda tespit yaptırdığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar taminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkiline teslim edilen malzeme ile imal edilen karoların yüzeyinde sorun çıkardığı için anılan maddenin kullanılmasının mümkün olmadığını, gizli ayıbın vakit geçirilmeksizin davacı firmaya bildirildiğini, telefon görüşmelerinde davacının kalan malı geri alınacağını söylemesine rağmen bu konuda müvekkilini oyaladığını, müvekkilinin 29/12/2008 tarih 17.047.- TL bedelli iade faturasını düzenlediğini ve 20/01/2009 tarihli ihtarnamesini davacıya gönderdiğini, ayıplı ürünü iade almayan davacının haksız olduğunu, alınan 15 ton üründen kullanılan 7.7 ton ürün ayıplı olmasına rağmen bedelinin iyiniyetli olarak davacıya ödendiğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, bilirkişi raporuna ve dosya kapsamına göre; tarafların 15.100 kg. dietilen glikol ürünün satımı konusunda anlaştıkları, ürünün 22/08/2008 tarihinde davacı tarafından davalıya teslim edildiği, davalının 29/12/2008 tarihinde 7.300 kg ürünün ayıplı olduğunu ileri sürerek 17.047,00 TL bedelli iade faturası düzenleyerek davacıya iade ettiği, davacının ise 19/01/2009 tarihinde iade faturasını davalıya iade ettiği, davalı tanıklarının beyanına göre malın ayıplı olduğunun teslimin hemen akabinde anlaşıldığı ve telefon ile ayıp ihbarı yapıldığı, iade faturasının ise teslimden yaklaşık 3 ay sonra düzenlendiği, ihtarnamenin ise yaklaşık 4 ay sonra çekildiği, 6762 sayılı TTK'nın tacir sıfatına bağlı olarak ayıp ihbarının geçerliliğinin şekil koşullarına bağladığı, telefon ile yapılan ihbarın bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, bu nedenle ayıbın ortaya çıkış tarihine nazaran süresinde yapılmış bir ihbar olmadığı, süresinde yapıldığı kabul edilse dahi bildirilen ihbarın yasada öngörülen şekle uygun olmadığı, taraflar arasında teslim ve iade edilen malların sözleşmedeki mallar olmadığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Tuzla İcra Müdürlüğü'nün 2009/1390 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen kabulü ile takibin 17.047,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak olan 17.047,00 TL'ye yıllık %27 faiz uygulanmasına, asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, faturaya dayalı alacaktan kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %27 faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı, icra takip tarihinde güncel olan %27 avans faizi üzerinden işlemiş faiz talebinde bulunmuş olup, taraflar arasında kararlaştırılmış açık bir faiz oranı bulunmadığından, mahkemece tarafların tacir olmaları da nazara alınarak %27 avans faiz oranını geçmemek kaydıyla yıllara göre değişen avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmının 3. bendinde yer alan “%27 faiz uygulanmasına” ibaresinin çıkarılmasına, aynı yere “%27’yi geçmemek üzere yıllara göre değişen avans faiz oranının uygulanmasına” ibaresinin eklenerek kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara