Esas No: 2021/4242
Karar No: 2022/6689
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4242 Esas 2022/6689 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4242 E. , 2022/6689 K.Özet:
Davacılar, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip dosyasının ve dosyaya konu bononun iptaline, %40 oranında tazminatın davalıdan tahsili için dava açtılar. Davalı ise, çeklerin geri verilmesi karşılığında üç adet bono düzenlediğini ama senetlerin ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini savunarak davanın reddedilmesini istedi. Dava İİK'nın 72. maddesine göre açılmış menfi tesbit davası olup nispi harca tabidir. Mahkeme, davacının borçlu olmadığına yönelik davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verdi. Ancak, mahkeme maktu vekalet ücreti takdir ettiği için kararın düzeltilmesi gerektiği sonucuna vararak, hükmün düzeltilerek onanmasına ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verildi. Kanun maddesi olarak İİK'nın 72. maddesi açıklanmalıdır ve menfi tesbit davası nispi harca tabidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 11.11.2020 tarih ve 2019/393 E. - 2020/323 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin icra dosyası alacaklısı ile hiç bir ticari münasebetinin olmadığını, icra takibine konu bono ile ilgili olarak davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkillerinden ...'ın dava dışı ... isimli şahıstan toplam 60.000.- TL para aldığını, bu paralar karşılığında 35.000.- TL, 35.000.- TL ve 30.000.- TL tutarındaki çekleri ciro ederek verdiğini, çeklerin ... isimli şahsa geçtiğini, ...'in kalan çekler için üç adet bono istediğini, bunun üzerine müvekkili Melih'in borçlu olduğu, ...'in alacaklı olduğu üç adet bonoyu ...'e verdiklerini, bu bonolordan birinin davalı tarafından icra takibine konu edilen bono olduğunu ileri sürerek, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takip dosyasının ve dosyaya konu bononun iptaline, %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davadışı ...’tan olan alacağına karşılık keşidecisi davacı ... olan 3 adet çek aldığını, bu çeklerin karşılığının çıkmadığını, davacı ...’in çeklerin geri verilmesi karşılığında diğer davacı ... ile birlikte üç adet bono düzenleyip müvekkiline verdiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, davacıların iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davacılardan Ahmet Serdar Özer'in davasından feragat ettiği, mezkur alacaklının talebinin tefrik edildiği, yargılamanın dosya davacısı ... ile devam ettiği, dava konusu çekin ciro edildiği ve son hamilinin davalı alacaklı olduğu, her ne kadar kambiyo senetleri illetten mücerret senetlerden olsalar da çekin ciro edildiği ve aradaki
ticari ilişkinin ya da alacak sebebinin aranmasının mantık dışı olduğu, çünkü çekin hukuki mahiyet itibariyle bir ödeme aracı olduğu ve havale niteliği taşıdığı, bu durumda istisna olarak borçlu olmadığına dair ispat yükünün davacı borçlu üzerinde olacağı (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2014/6700 E., 2014/9688 K.), davacı borçlunun borçlu olmadığına yönelik davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava İİK'nın 72. maddesine göre açılmış menfi tesbit davası olup nispi harca tabidir. Bu durumda davanın kabulü veya reddi halinde yürürlükteki Avukatlık Ücreti Tarifesi hükümleri uyarınca davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olup, bu nedenle kararın bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasında "...3.400,00 TL maktu..." yerine "...6.000,00 TL nispi..." şeklinde düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.