Esas No: 2021/2635
Karar No: 2022/6686
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2635 Esas 2022/6686 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2635 E. , 2022/6686 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13.11.2018 tarih ve 2013/560 E. - 2018/795 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2019/401 E. - 2020/789 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin "USTURA" tasarımının Türk Patent ve Marka Kurumu Endüstriyel Tasarım sicilinde 08-03 Locarno sınıfında çoklu başvuru çeşidi ile (plastik ustura, ustura başlığı, ustura başlığının metal sapı) ve 2010/05530 tescil nosuyla tescilli olup, tasarım özelliği, folyo poşeti ile ambalajlanıp steril edilmesi ve bir kereye mahsus olarak kullanılıp imha edilmesi olup, müvekkili şirketin yegane faliyetinin tescilli tasarımı olan ustura üretimi ve satışı yapmak olduğunu, şirketin ekonomik varlığının tamamı ve tek dayanağının tescilli endüstriyel tasarımı olduğunu, müvekkilinin yaptığı araştırma sonunda tescilli tasarım ürünlerinin davalı şirketin taklidini ürettiği, taklid ürünleri yurt dışına S. Arabistan ülkesine Mersin Gümrük Müdürlüğü'nden ihraç ettikleri ve ihraç edilen taklit ürünleri S. Arabistan ülkesinde davalı ...'in teslim aldığı ve bu ülkede pazarladığı bilgisine ulaştıklarnı belirterek, müvekkilinin tasarımından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasına, karar verilmesini talep etmiş, 25/3/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davacı- karşı davalı adına tescilli 2008/05239 ve 2010/05530 numaralı tasarımlardan doğan haklarına tecavüzün önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; davacı-karşı davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ihtiyati tedbir talepleri ile asıl davanın reddine, karşı davasında ise; Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davacı - karşı davalı adına tescilli 2008/5239 ve 2010/05530 numaralı endüstriyel tasarım belgesinin 554 sayılı KHK'nın 43. maddesine göre yenilik ve ayırt edicilik şartları ihtiva etmediğinden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; karşı dava bakımından; davacı adına kayıtlı 2010/05530-1, 2010/05530-2, 2010/5530-3 nolu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik vasfının olmadığı, 2010/05530-4 nolu tasarımın ayırt edicilik vasfı olmadığı, 2008/05239 nolu çoklu tasarımın yenilik vasfına sahip olmadığından hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, asıl dava bakımından ise; davalı ürünlerinin 2010/05530 -4 sıra nolu tasarım kapsamında olduğu, diğer tasarımlar bakımından ise böyle bir durumun söz konusu olmadığı, davalı ürünlerinin 2008/05239 nolu çoklu tasarım kapsamında olmadığı, davalı ürünü 2010/05530-4 sıra nolu tasarım kapsamında olmakla beraber, anılan tasarımın hükümsüzlüğü gerekeceğinden ortada bir hak kalmayacağı için olmayan bir hakkın ihlalinin de söz konusu olmayacağı gerekçesi ile, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı – karşı davalı şirket adına tescil edilen 2010/05530-1, 2010/05530-2, 2010/05530-3, 2010/05530-4 ve 2008/5239 nolu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıya ait tescilli tasarımların önceki tescilli tasarımlar ile karşılaştırılması sonucunda yenilik ve ayırtedicilik özelliklerinin bulunmadığı, yenilik ve ayırtedicilik özelliği olmayan davacı tasarımının hak sahipliği doğurmayacağı, dolayısıyla davacının davasının reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 42,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 05/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.