Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1711 Esas 2022/6674 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1711
Karar No: 2022/6674
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1711 Esas 2022/6674 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1711 E.  ,  2022/6674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.07.2020 tarih ve 2015/636 E- 2020/416 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 21.12.2020 tarih ve 2020/1237 E- 2020/1666 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı ... vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
    dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili bankanın Çorum Şubesi ile ... arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, ...'ın 177.000,00 TL limitle, ...' ın 40.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sözleşmeye imza attığını, asıl borçlunun kredilerin ödemesini aksatması nedeniyle müvekkili banka tarafından hesabın kat edildiğini, hem borçluya hem müteselsil kefillere ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Samsun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1697 Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı borçluların icra dairesinin yetkisine, borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiğini, davalı borçluların takibe itirazının yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek davalıların takibe yapmış oldukları itirazların iptaline, takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Çorum Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2014/420 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan, işbu davaya konu edilen borç iddiasına karşı açılmış bir menfi tespit davası bulunduğu ve halen derdest olduğunu, görülmekte olan davada gelen bilirkişi raporunda müvekkilinin genel kredi sözleşmesine imza atmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin kefil olduğu borcun ödendiğini, bu nedenle açılan bu davada iddia edildiği gibi müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak açılan davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, davacı ile müvekkili ... arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkillerine gönderildiği beyan edilen kat ihtarnamesinin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin davacı alacaklıya kredi sözleşmesinden kaynaklı borçlarının bulunmadığını, ayrıca Samsun 4. İcra Müdürlüğü'nün 2014/975 esas sayılı takip dosyasından müvekkillerine ait taşınmazın satıldığını ve bu satış nedeniyle de müvekkillerinin borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/420 esas numaralı dosyasında davalı ...’ın işbu dava konusu borç nedeniyle borçlu olmadığının tespit edildiği ve hükmün kesinleştiği, davalı ...’ın davalı asıl borçlu ile imzalanan her iki kredi sözleşmesinde de kefil olduğu, kefaletlerinin geçerli olduğu, bu nedenle nakdi kredi alacağından sorumlu olduğu, ancak çek depo bedeline ilişkin anılan sözleşmelerde bir hüküm bulunmadığı, davalı asıl borçlu için davacı bankanın dava konusu borca ilişkin talebinin davalılar savunmasındaki ipotek bedeli düşümü yapılarak oluşturulduğu, bu nedenle taleple bağlı kalındığı, davalı asıl borçlunun gayri nakdi alacak talebinden sorumlu olduğu, nakdi alacağın likit olduğu, gayrinakdi alacak talebinin ise depo talebi olduğu gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın kesin hüküm dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalı ...'ın Samsun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1697 esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine itirazlarının 87.006,87 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın 58.562,54 TL'sine %54, 15.529,33 TL'sine %30,24, 12.915,00 TL'sine %27 temerrüt faizi ve faizin %5 i oranında gider vergisinin takip tarihinden itibaren uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında 17.401,37 TL icra inkar tazminatının davalı ...'dan alınarak davacıya ödenmesine, gayri nakdi alacak talebi yönünden ...' a yönelik davanın reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulü ile çeklerden kaynaklı banka sorumluluk bedeli olan 43.877,61 TL’nin davacı banka nezdinde açılacak vadesiz bir hesapta depo edilmesine, depo talebi yönünden icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile davalı ... vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı ... tarafından Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/420 Esas 2016/2309 Karar sayılı dosyasından açılan menfi tespit davasında " davacı ...'in Samsun 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1697 Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan dolayı borçlu olmadığını tespitine" karar verildiği, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği ve bu dosyaya konu edilen alacağın eldeki davaya konu edilen alacak ile aynı alacak olduğu, mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın kesin hüküm dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş olmasında hatalı bir yön bulunmadığı, davacı bankanın icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından mahkemece davalı ... lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olmasının yerinde olduğu, yine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT 13. maddesi nazara alındığında maktu vekalet ücreti tayininde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı ... vekili ile davacı ...Ş. vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile davalı ... vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, davacı ...Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı ...Ş.'ye iadesine, 05/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara