Esas No: 2011/2794
Karar No: 2011/2992
Karar Tarihi: 30.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2794 Esas 2011/2992 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifçe, aidat ve diğer kooperatif borçları ile ilgili olarak aralarında devir işlemi olan davalılar hakkında alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu, davalılardan Halkbankası"nın 06.11.2006 tarihinden itibaren borçlardan sorumlu olduğunu kabul ettiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 35.ve anasözleşmenin 17/3 ve 20/3 maddeleri uyarınca yeni ortakların üyelik öncesinde doğan borçlardan da sorumlu olduklarını ileri sürerek, takibe yapılan itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.Halk Bankası A.Ş. vekili, müvekkilinin icra takibi sonucu ihale ile taşınmaz satınaldığını, kooperatif üyeliği için talepte bulunmadığını, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borçlardan sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddine ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, üyelik başvurusu olmadan kooperatif tarafından üye olarak kaydının yapıldığını, tapudan taşınmaz satınaldığını, üyelik borçlarından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı bankanın kooperatif üyesi olmadığı, diğer davalının ise genel kurula katılıp divan başkanlığı yaparak zımnen üyeliği kabul ettiği, birikmiş aidat ve faiz borcundan sorumlu olacağı gerekçesi ile T. Halk Bankası A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kooperatif ortaklığından kaynaklanan borcun tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, davalılar T. Halk Bankası A.Ş. Ve ..."ın önceki ortak..."un yerine kooperatife ortak olduklarını ileri sürerek ortaklık borcunun bu davalılardan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle tarafların hukuki durumları açık olarak saptanmalı ve oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 8.ve 14.maddeleri ile paralel düzenlemeler içeren kooperatif anasözleşmesinin 11.ve 17.maddelerine göre kooperatif ortaklığı ortaklığa giriş için başvurmak ya da başka bir ortaktan ortaklığı devralmak suretiyle mümkündür. Yine yasanın 35.ve anasözleşmenin 17. ve 20.maddesine göre sonradan ortak olan kişi üyeliğinden önce doğan borçlardan da sorumludur. Kooperatif ortağından taşınmaz satınalan kişi doğrudan kooperatif ortağı olmayacağı gibi, kooperatifin kendisine tahsis ettiği taşınmazı satan ya da başka bir nedenle mülkiyetini devretmek zorunda kalan ortağın da yalnızca bu nedenle ortaklığı sona ermez.
T. Halk Bankası A.Ş., ..."dan alacağına mahsuben kooperatifçe bu kişiye tahsis edilen taşınmazı ihale ile 18.06.2006 tarihinde aldığı, adına tescilin 06.11.2006 tarihinde yapıldığı ve 06.12.2007 tarihinde de taşınmazı diğer davalıya sattığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Yine her iki davalının da üyelik için bir başvurusu olmadığı halde, kooperatifin tek taraflı işlemi ile 02.10.2007 tarihinde davalı T. Halk Bankası A.Ş. ..."un yerine, diğer davalı da 19.12.2007 tarihinde T. Halk Bankası A.Ş yerine kooperatife ortak olarak kaydedilmişlerdir. Tapudan devir ve tek taraflı kayıt, davalıların ortak olduğu sonucunu doğurmaz. T. Halk Bankası A.Ş. ile davacı kooperatif arasında ortaklık ilişkisi bulunmadığı, bankanın ortaklıktan kaynaklanan borçlardan, bu kapsamda ortaklar tarafından ödenmesi gereken aidatlardan sorumlu olmadığı açıktır. Ancak bu durum davalı bankayı tümüyle sorumluluktan kurtarmaz. Davalı, taşınmaz maliki olduğu dönemle sınırlı olarak genel alt yapı, çevre düzenlemesi gibi yararlandığı koopetif hizmetlerinin bedelini ödemekle yükümlüdür. Davalılardan istenilen alacağın hangi kalemlerden oluştuğu tek tek saptanmalı ve bunlardan hangilerinden davalı bankanın da sorumlu olacağı belirlenmelidir. Davalı tarafından 17.10.2007 tarihli yazı ile 06.11.2006 tarihinden itibaren oluşan borçları kapsayan ayrıntıları gösterir bir cetvelin gönderilmesi halinde borcun ödeneceği bildirilmiştir. Yapılan açıklamalar ışığında, gerekirse seçilecek uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer davalı ... yönünden ise iki ihtimal bulunmaktadır. Eğer yalnızca taşınmaz satınalan kişi olarak kabul edildiği takdirde sorumluluğunun yukarıda açıklanan paragrafa göre belirlenmesi gerekmektedir. İkinci seçenek ise mahkemenin de kabul ettiği gibi davalının kooperatif ortağı olmasına göre sorumluluğun belirlenmesidir. Bilirkişiler ilk kooperatif ortağının ... olduğunu tespit etmişlerdir. ..."un ortaklığı ile ilgili dosyaya hiçbir belge sunulamamıştır. Davacı vekili de 24.02.2009 tarihli beyanında üyeliğin ..."dan Yüksel"e geçtiği fakat..."un üyeliği ile ilgili herhangi bir kayıt bulunamadığını açıklamıştır. Esasen davalının bir başka kişiden, dolayısı ile de üye olduğu geçerli belgelerle kanıtlanamayan Yüksel"den veya kök ortak olarak kabul edilen ..."den üyeliğini devralmadığı açıktır. Davalının kooperatifle ortaklık ilişkisi olarak yorumlanabilecek tek kanıt 13.04.2008 tarihli genel kurula katılarak divan başkanlığı da yapmış olmasıdır. Mahkemece de bu nedenle üyeliği zımnen kabul ettiği sonucuna varılmış ve halefiyet ilkesi uyarınca ödenmemiş aidat ve faiz borçlarından sorumlu tutulacağı kabul edilmiştir. Ancak davalının bir kez genel kurula katılmış olması üye olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Tüm kooperatif kayıtları, genel kurul tutanakları, yönetim kurulu kararları, gerektiğinden banka kayıtları incelenmeli, davalının aidat ödeyip ödemediği, genel kurullara düzenli olarak çağrılıp çağrılmadığı ve katılıp katılmadığı araştırılmalı, üye olduğunun kabulünü gerektirecek tüm vakıalar saptanmalı ve ondan sonra üye olup olmadığı konusunda bir karara varılmalıdır. Karar gerekçesinde davalının halefiyet ilkesi uyarınca sorumlu tutulduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu sonuca ne şekilde ulaşıldığı, kimden ne şekilde ortaklığını devraldığı açıklanmamıştır. Tüm bunların dışında, bir ortağın kuruluşundan beri kooperatife ödemesi gereken paranın 31.198,75 TL olmasına karşın davalının bu yeri alıcı ve satıcı arasında düzenlenen tutanağa göre 115.000,00 TL"ye almış olması üzerinde de durulmalıdır.
3-Kabule göre de davalı T.Halk Bankası A.Ş"den dava değerinin tamamı talep edilmediği halde bu davalı yararına vekalet ücretinin fazla hesaplanması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 30.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.