Esas No: 2021/2848
Karar No: 2022/6743
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2848 Esas 2022/6743 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2848 E. , 2022/6743 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03.05.2018 tarih ve 2017/327 E- 2018/201 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulü ile Kararın kaldırılarak davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 31.12.2020 tarih ve 2019/765 E- 2020/1256 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ...’nün fix markasını uzun yıllar kendi sektöründe (araç tamir ve bakım) hizmetlerinde kullandığı, tanıttığı ve maruf hale getirdiğini, 2010 yılında şirketleşerek şirket unvanını da ‘‘FİX OTO TAMİR BAKIM HİZMETLERİ İNŞ. TUR. TİC. LTD. ŞTİ.’’ adıyla kurarak kesintisiz çalışmalarına devam ettiğini, ....’nin TPMK’ye esas unsuru ‘‘fix’’ olan ‘‘fix go’’ ibaresi için başvuruda bulunduğunu ve başvurunun kabul edildiğini, müvekkilin sahip olduğu ve şirketinin unvanı olarak da kullandığı ‘‘FİX’’ ibaresi 37 sınıf hizmetler için mezkur başvuru ile ayırt edilemeyecek derece benzer ve aynı markalar olduğunu ileri sürerek YDİK'nın 2017-M-5385 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş,birleşen davada Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2017/327 Esas sayılı dosyası ile YDİK kararının iptali dava açıldığını,davalı şirkete karşı da kararın iptali istemiyle dava açılması gerektiğini ileri sürerek, işbu dosyanın Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2017/327 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek, YDİK'nın 2017-M-5385 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının taraf sıfatı bulunmadığını, davacının dayanak yaptığı marka ile davalı şirkete ait marka arasında benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, işlem dosyasının tetkikinde davalıya ait 2016/64236 sayılı marka tescil başvurusuna dava dışı Fix oto limited şirketi tarafından 2010/12718 sayılı markaya dayalı olarak itirazda bulunulduğu, YİDK'nın 04.07.2017 tarihinde itirazlar hakkında kararı tesis ettiği ve muterize 17.07.2017 tarihinde tebliğ ettiği, muterizin itiraza dayanak markayı YİDK karar tarihinden sonra 10.07.2017 günlü sözleşme ile ...'ye devrettiği, devrin 24.08.2017 tarihinde Türk Patent siciline bildirilip tescil olunduğu, davanın da muterize ait markayı devralan ... tarafından açıldığı, şu hale göre husumet yönünden bir hukuka aykırılık olmadığının anlaşıldığı, yargılama konusu "fix GO+şekil" ibareli işaret ile "FİX" ibareli ve esas yahut ayırt edici unsurlu markanın, FİX ibaresi itibariyle kısmen de olsa ayırt edici niteliği düşük olan bir unsuru ortak olarak içerdikleri, ortak olmayan GO ibaresi ile şekilden oluşan unsurların markanın bütünsel olarak oluşturduğu izlenime olan etkisinin fevkalade silik olduğu, çünkü sadece FİX'e gitme olarak anlamlandırılabileceği, bunun nitelik gösterdiği, bu sebeple başvuru konusu işarette yer alan diğer bileşenlerin de düşük ya da daha düşük derecede ayırt edici niteliğe sahip olduğu, bunların görsel izlenimde önemsiz bulunduğu, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin bütün olarak ortaya çıkardıkları izlenimin ayırt edilmesi güç olacak derecede benzer olduğu, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin bütün olarak oluşturdukları izlenimin aynılığa yakın ve yüksek derecede benzer oldukları, bu sebeple karıştırılma ihtimalinin mevcudiyetinin kabulünün gerekli ve zorunlu bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan 37. sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetler aynı türden olduğu, davacı itirazının reddine dair kararın hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne Türk Patent YİDK'nın 2017/M-5385 sayılı kararının, davacı itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2016/64236 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davalı Şirket tarafından 09.08.2016 tarihinde dava konusu başvuru yapılmış olup, ... adına verilen vekaletnameye dayalı olarak, adı geçen tarafından 28.12.2016 tarihinde başvuruya itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 22.03.2017 tarihli kararla itirazın kabulüyle başvurunun reddine karar verildiği, bu defa davalı şirket tarafından Markalar Dairesi Başkanlığı kararına itiraz edildiği, YİDK'in 04.07.2017 tarihli kararı ile itirazın kabulüne ve başvurunun devamına karar verildiği, YİDK kararının 17.07.2017 tarihinde davacı vekiline tebliğ olunduğu, eldeki davanın da 14.09.2017 tarihinde ... tarafından açıldığı, dava dilekçesinin içeriğinden de davanın adı geçen adına açıldığının anlaşıldığı, itiraza mesnet 2010/12718 sayılı marka davacı adına tescilli iken 10.07.2017 tarihinde Fix Oto Limited Şirketi'ne devredildiği, 24.08.2017 tarihinde davalı Kurumdan söz konusu markanın devrinin sicile işlenmesinin istenildiği ve davalı Kurumun 13.09.2017 tarihli yazısı ile de marka devrinin gerçekleştiğinin bildirildiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, ilk derece mahkemesi kararında belirtilenin aksine, itiraza dayanak marka dava dışı şirket tarafından davacı ...'ye değil, ... tarafından dava dışı şirkete, dava tarihinden önce devredildiği, bu durumda, dava konusu marka başvurusuna yalnızca 2010/12718 sayılı markaya dayalı olarak iltibas gerekçesiyle itiraz edildiğinden ve itiraza dayanak marka da dava tarihinden önce davacı ... tarafından dava dışı şirkete devredildiğinden, işbu davada davacı ...'nün aktif husumeti bulunmadığı, öte yandan, dava dışı şirketin tek ortağının davacı ... olması da, dava dışı şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olması nedeniyle davacıya bir hak bahşetmeyececeği, mahkemece davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı şirket ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 03/05/2018 gün ve 2017/327 E. - 2018/201 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.