Esas No: 2011/1118
Karar No: 2011/2975
Karar Tarihi: 29.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1118 Esas 2011/2975 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalının sulama sahası içinde bulunan kiraladığı taşınmazı için davalı kooperatife sulama suyu talebi ile müracaat ettiğini, ancak tarlanın geçen yılki kiracısının borcu sebebiyle su verilmediğini,bu sebeple ürün zararı oluştuğunu ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.629,12 TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından kiralanan taşınmaza anasözleşme gereğince haklı gerekçeyle su verilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tanık beyanı ve dosya kapsamına göre, kooperatif anasözleşmesi ve alınan yönetim kurulu kararı gereğince geçmiş dönemlere ait su borcu olan üyelere yeni dönemde su verilemeyeceğinin ilan edildiği, yine uygulamanın taşınmaza ilişkin su borcunun bulunması halinde yeni dönemde o taşınmaza su verilemeyeceği şeklinde olduğu ve davacının ektiği taşınmaza bir önceki döneme ait borç yüzünden su verilmediğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında su verilmemesi nedeni ile oluşan zarardan dolayı davalı kooperatife kusur izafe edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyesi olan eski kiracının borcundan dolayı su verilmemesinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Kooperatif anasözleşmesinin 111/son maddesi "sulama ücretini vadesinde ödemeyenler hakkında kooperatif alacağını tahsil edebilmek için kanuni yollara müracat eder. Bu taktirde ortak kendisine su verilmesine veya menfaatlerden istifade ettirilmesini talep edemez" hükmünü içermektedir. Somut olayda, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının geçmiş yıllardan intikal eden bir borcunun bulunmadığı, kendisinden önce sözkonusu yeri kiralayan ..."in borcunun bulunması nedeniyle kooperatifçe bu borç ödenmedikçe bahçesine su bağlanmayacağı ileri sürülerek su verilmemiş olduğu dosyadaki belgelerden ve tarafların kabulünden anlaşılmıştır. Anasözleşmede belirtilen borç Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri uyarınca şahsi bir borçtur, başkasının borcundan dolayı davacının bahçesine su verilmemek suretiyle mahsul üretiminde zarara uğratılması TMK"nun 2 ve 3 ncü maddesindeki iyiniyet kurallarına da uygun düşmez. Bu durumda, bilirkişiden davacının da olayın meydana gelmesinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığını, varsa kusur oranında indirildikten sonra gerçek zarar miktarını belirtir denetime elverişli rapor alındıktan ve tarafların tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yanılgılı gerekçeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.