Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/989 Esas 2022/6722 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/989
Karar No: 2022/6722
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/989 Esas 2022/6722 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/989 E.  ,  2022/6722 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.07.2018 tarih ve 2015/895 E- 2018/648 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.12.2020 tarih ve 2018/2661 E- 2020/1550 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacılar vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 04.10.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacıların murisi ...’nın Özkanlar Hidrolik Makine İmalat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde 03.02.2011 tarihinde meydana gelen patlamada hayatını kaybettiğini, Ersoy Gaz San. ve Tic. A.Ş. ile yan kuruluşu olan Asgazsan Asetilen Gazları San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin CNG(doğalgaz) dolum ve satış lisansları olmamasına karşın CNG gazı doldurttukları, oksijen tüplerini daha sonra boşaltarak yeniden oksijen gazı doldurttukları ve oksijen tüplerinde kalan CNG partikülleri sebebiyle patlamaların meydana geldiğiNİ, davacıların murisi ... ile...Gaz San. ve Tic. A.Ş. ve Asgazsan Asetilen Gazları San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin arasında herhangi bir hukuki ve fiili ilişki bulunmadığını, müvekkillerinin davacıların patlama ve ölüme yok açan haksız eylemler sebebiyle murislerinin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davacıların murisinin ölümü sebebiyle doğan belirsiz alacak niteliğindeki zararların belirlenmesini, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasını, şimdilik davacı ... için 500,00 TL, Kübra Nur Atmaca için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 19.12.2011 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 163.530,14 TL'ye, davacı ... için 36.469,86 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, güvence hesabının oluşan zarardan kişi başına sorumlu olduğu miktar çerçevesinde sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ...'nin bakiye maddi zararının 193.325,35 TL olduğu, ancak ıslah edilen miktarla sınırlı kalınarak 163.530,14 TL' ye hükmedilebileceği, İlk Derece Mahkemesince de davacı ... için bu miktara hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı ... yönünden SGK tarafından yapılan ödemelerin tenzili ile bakiye karşılanmamış maddi zararının kalmaması nedeniyle davanın Kübranur yönünden reddi gerekirken kabul edilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı istinaf eden ... vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK'nın 356/(2). maddesi uyarınca, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine ve davanın davacı ... yönünden reddine, davanın davacı ... yönünden kabulü ile; 163.530,14 TL maddi tazminatın temerrüd tarihi olan 19.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ...'ya ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    (1) HMK'nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 72.070.-TL’dir.
    Somut olayda davacılardan Kübranur için 35.969,86 TL ’nin tahsili talep edilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı ... için 163.530,14 TL, davacı ... için ise davanın reddine karar verilmiş olup, bu hükme karşı davacı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu, Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile reddedilen 35.969,86 TL için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden davacı ... yönünden hüküm, kesinlik sınırı altında kalmaktadır.
    HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun’un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı ... vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    (2) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    (3) Bölge Adliye Mahkemesince, yeniden tahkikat yapılmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince karar tarihindeki AAÜT uyarınca davacı ... yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı şekilde İlk Derece Mahkemesi’nin karar tarihindeki AAÜT uyarınca vekalet ücreti takdiri doğru görülmemekle kararın bozulması gerekir ise de, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden kararın aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 6 nolu bendindeki “15.761,81 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “19.485,36 TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekliyle davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, aşağıda yazılı bakiye 8.377,99 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara