Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4247 Esas 2011/2963 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4247
Karar No: 2011/2963
Karar Tarihi: 29.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4247 Esas 2011/2963 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatifin başkanı olan müvekkilinin, Proje ve Mesleki Kontrollük Hizmetleri Sözleşmesi gereği TUS ücreti ile kooperatif üyeliğinden ayrılması nedeniyle ödediği aidattan doğan alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalı kooperatifçe itiraz edilmesi üzerine yapılan dava sonucunda; davanın kısmen kabulüne ve TUS ücreti alacağı 1.762,50 TL, üye aidatı alacağı 1.633,83 TL olmak üzere toplam 3.396,33 TL üzerinden takibin devamına, birikmiş faiz alacağı yönünden talebin reddine, tarafların inkâr tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde ise; davacının çıkma payı alacağı yönünden İİK'nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği ancak bu yönde yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise; İİK'nun 67/2. maddesi olarak belirtilmektedir.
(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/4247 E.  ,  2011/2963 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekilinin davalı kooperatifin başkanlığını yaptığı süre içinde, Proje ve Mesleki Kontrollük Hizmetleri Sözleşmesi gereği TUS ücreti ile kooperatif üyeliğinden ayrılması nedeniyle ödediği aidattan doğan alacaklarının bulunduğunu, bu alacakların tahsili için başlattığı icra takibine davalı kooperatifçe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaliyle %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının hem projeyi çizen, hem uygulayan, hem de denetleyen olmasının kanuna uygun olmadığını, kooperatifi zarara uğratmak için sonradan belge düzenlendiğini, birikmiş aidat alacakları konusunda genel kurulunca alınmış iki yıllık erteleme kararı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının TUS hizmeti ücreti alacağının bulunduğu, aidat iadesine ilişkin istemin ise takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.762,50 TL üzerinden itirazın iptaline, diğer istemlerin reddine dair kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, davacının üyelikten ayrıldıktan sonra yerine başka bir kişinin üye olarak kaydedildiği iddiası üzerinde mahkemece hiçbir inceleme ve araştırma yapılmamış olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, davacının TUS ücreti alacağı 1.762,50 TL, üye aidatı alacağı 1.633,83 TL olmak üzere toplam 3.396,33 TL üzerinden takibin devamına, birikmiş faiz alacağı yönünden talebin reddine, tarafların inkâr tazminatı taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
    Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Kooperatif genel kurullarında belirlenen aidat miktarları tüm ortaklar için bağlayıcı olup, belirli, belirlenebilir ve hesaplanabilir yani likit niteliktedir. Bu itibarla mahkemece, davacının çıkma payı alacağı yönünden İİK" nun 67/2. maddesi hükmü uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacının peşin harcının istek halinde iadesine, 29.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara