Esas No: 2021/4805
Karar No: 2022/6717
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4805 Esas 2022/6717 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4805 E. , 2022/6717 K.Özet:
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir karar Yargıtay tarafından incelendi. Davacı, davalı adına tescilli \"BORA\" ibareli markaların kullanılmadığını ve kötüniyetle tescil edildiğini ileri sürerek bu markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini istedi. Davalı ise kötüniyet ve haksız rekabet bulunmadığını iddia etti. İlk derece mahkemesi, kötüniyet ve kullanmama nedeniyle hüküm sürülemediği için davanın reddine karar verdi. Ancak daha sonra yapılan yargılamada, davacının markayı fiilen ve ticari etki yaratacak şekilde kullanmadığı belirlendi. Bu nedenle davacının istinaf başvurusu kabul edildi ve davanın reddine karar verildi. 556 sayılı KHK'nın 14. maddesi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiği için bu maddeye dayanarak açılan davanın yasal dayanağı ortadan kalkmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 556 sayılı KHK'nın 14. maddesi (Hükümsüzlük sebepleri)
- 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 maddesi (İstinaf)
- 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi (Öncelik hakkına dayalı hükümsüzlük)
- 556 sayılı KHK'nın 8/5 maddesi (Ticaret unvanına dayalı hükümsüzlük)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 29.12.2020 tarih ve 2020/147 E. - 2020/1265 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına tescilli 2002/25410 numaralı “BORA” ibareli markanın kullanılmadığını, 2015/41160 numaralı “BORA” ibareli markanın da kötüniyetle tescil edilmiş olduğunu ve davacının ticaret unvanı ile iltibas ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek 556 sayılı KHK'nin 14. maddesi, kötüniyet, haksız rekabet ve iltibas nedeniyle davalı markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 554 sayılı KHK’nin 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, davacı şirket kurulmadan önce “BORA” ibaresinin davalı adına tescilli olduğunu, kötüniyet ve haksız rekabet bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının gerçek hak sahipliği iddiasının ispatlanamadığı, kötüniyet ve kullanmama nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, dava tarihi olan 03/11/2016 tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesi'nin anılan iptal kararı ile kullanmama nedeniyle hükümsüzlük talep edilen marka yönünden davanın yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, davacının davalı adına tescilli marka ile ilgili "ateşli silahlar" dışında kalan diğer mallar yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi uyarınca öncelik hakkına dayalı hükümsüzlük sebebi yönünden; davacı şirketin 13. sınıf kapsamında "BORA" markasını fiilen ve ticari etki yaratacak şekilde kullandığını ispatlayan delil sunmadığı, sadece yasal ve idari zorunluluklar nedeniyle "AV TÜFEKLERİ" üstünde ticari unvan olarak yer aldığı, davacının ürettiği av tüfeklerinin 13. sınıfta 1. alt grup "Ateşli, havalı, yaylı silahlar ile bunlara ait kılıf ve askı kayışları." kapsamında kaldığı, fakat "BORA" ibaresinin davacı tarafından markasal olarak kullanılmadığı, "Ateşli Silahlar" dışındaki diğer alanlarda davanın her iki tarafında ticari etki yaratacak şekilde fiili bir kullanımları veya üretim izinlerinin de bulunmadığı, davacının sadece "AV TÜFEKLERİ" malının üreticisini belirtmek ve yasal zorunluluk kapsamında unvansal olarak “BORA” ibaresini kullandığı gerekçesiyle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince Mersin 3. Asliye Hukuk (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 06/02/2018 tarih ve 2016/742 Esas, 2018/93 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davalı adına tescilli 2002/25410 sayılı “BORA” ibareli markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlük istemine ilişkin davanın yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı adına tescilli marka ile ilgili "ateşli silahlar" dışında kalan diğer mallar yönünden 556 sayılı KHK'nın 8/3 maddesi uyarınca öncelik hakkına, KHK'nın 8/5 maddesi uyarınca da ticaret unvanına dayalı hükümsüzlük sebebine dayanılarak açtığı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 06/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.