Esas No: 2021/2680
Karar No: 2022/6830
Karar Tarihi: 10.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2680 Esas 2022/6830 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2680 E. , 2022/6830 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18.10.2018 tarih ve 2017/361 E. - 2018/364 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2019/702 E. - 2020/1115 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 206970, 209819, 2001/13995, 97/013323, 2000/01099, 114836, 2009/69976, 2010/84208, 2011/55386, 2011/86309, 2012/22468, 2014/99860, 2014/24571, 98/000009, 2010/16917, 2011/ 36505 sayılı ve "rmn", "rmn roman", "roman", "roman", "roman", "roman yachting", "gipsy by roman", "roman", "roman romance", "roman", "rmn roman", "roman", "rmnroman", "roman", "organic by roman", "roman home" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı ... ...'in, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “Lisa Romano” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2016/94568 numarasını alan başvuruya yönelik Markalar Dairesi Başkanlığına yapılan itirazın reddine dair kararın YİDK tarafından yapılan yeniden inceleme sonucunda değişmediğini, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve itiraza konu başvurunun bu markalarla karıştırılma ihtimali bulunacak düzeyde benzer olduğunu, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yararlanacağını ileri sürerek 2017-M-5369 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer olduğunun tespit edildiği, davalı markası standart karekterle yazılmış “Lisa Romano” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "rmn", "rmn roman", "roman", "roman", "roman", "roman yachting", "gipsy by roman", "roman", "roman romance", "roman", "rmn roman", "roman", "rmnroman", "roman", "organic by roman", "roman home" ibarelerinden oluştuğu, fonetik olarak davalının markasının, davacının markasından uzaklaştığı, markaların fonetik olarak karıştırılma ihtimalinin olmadığı, görsel olarak bir karıştırma ihtimalinin olmadığı, ortalama tüketici nezdinde, markaların bütünü itibarıyla yarattığı intiba itibarıyla markalar arasında ekonomik bir bağ kurulma ihtimalinin olmadığı, birbirinin devamı gibi algılanmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı, ROMAN ibareli markanın tanınmış marka olduğu konusunda herhangi bir tereddüt de bulunmadığı, davacı markaları ile davalı markası benzer görülmediğinden, 556 sayılı KHK md. 8/4’ün uygulanma koşullarının somut olayda oluşmadığı, davalının başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalının başvurusu "Lisa Romano" ile davacının itirazına mesnet markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, 8/1-b uyarınca iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin de aynı ya da benzer olması gerektiği, davalının başvurusunun kapsamında bulunan 35. sınıfta yer alan, kararın 3., 4. ve ve 5. sayfalarında yazılı mal ve hizmetlerin itiraza dayanak markaların koruma kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle benzer olduğu, davalının başvurusunun kapsamında bulunan 35. sınıftaki; "Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-öğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları. Büro makineleri. Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar. Tespihler. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)" mal ve hizmetlerinin ise, itiraza dayanak "rmn", "rmn roman", "roman", "roman", "roman", "roman yachting", "gipsy by roman", "roman", "roman romance", "roman", "rmn roman", "roman", "rmnroman", "roman", "organic by roman", "roman home" markalarının koruma kapsamlarında bulunan mal ve hizmetlerden farklı olduğu, bilirkişi raporunda, davacının ROMAN ibareli markasının tanınmış marka koruması altında olduğu, ROMAN ibareli markanın tanınmış marka olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığının belirtildiği, 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesinin davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğine bakıldığında, başvuru kapsamında olup da davacının itirazına mesnet markaları ile benzer görülmeyen 35. sınıftaki mal ve hizmetler açısından başvuru sahibinin haksız bir yararın sağlayabileceği, davacının markalarının itibarına zarar verebilebileceği, ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hususlarının somut uyuşmazlıkta bulunmadığı, davacı markasının tanınmışlık nedeniyle genişletilmiş korumadan yararlanmasının mümkün olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/10244 Esas, 2014/18296 Karar ve 25/11/2014 tarihli kararının da bu yönde olduğu, öte yandan davalının başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı, kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacıyı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığı, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olmadığı, dolayısıyla "Lisa Romano" ibareli başvuru ile "ROMAN" ibareli itiraz gerekçesi markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından, kararda sayılı sınıflar yönünden benzerlik olmasına rağmen mahkemece, tarafların ibareleri arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ksımen kabulü ile YİDK kararının 35. sınıftaki – hükümde sayılı – mal ve hizmetler yönünden iptaline, davalı marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı TPMK vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ve davalı TPMK'dan ayrı ayrı alınmasına, 10/10/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İlk Derece Mahkemesinin kararının dosya kapsamı itibariyle usul ve yasaya uygun olduğunu düşündüğümden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne dair verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim.