Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5243 Esas 2022/6828 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5243
Karar No: 2022/6828
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5243 Esas 2022/6828 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/5243 E.  ,  2022/6828 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.11.2020 tarih ve 2017/125 E. - 2020/722 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, kullanım hakkı davacıya ait Maltepe İskele alanının, davalılar tarafından ihalesi alınan Beylikdüzü Gürpınar Su Ürünleri Hal Dolgu Alanı Tahkimatı ve Balıkçı Barınağı işi kapsamındaki malzemenin deniz yoluyla naklinin sağlanması için kendilerine yapılan başvuru sonucu, davalıların davacıya ait bahsekonu alanı kullanmaları karşılığı Maltepe İskelesi yanında gerektiğinde arabalı vapur yanaşabilecek hali hazır ile de bir bütün teşkil edecek şekilde bir iskele yapılması ve bu iskelenin tüm masraflarının davalılar tarafından karşılanması hususunda anlaşıldığını, davacı edimlerini yerine getirdiği, davalılar, davacının kullanım hakkı olan alanını kullandığı halde davalıların taahhütlerine uymadıklarını, iskele yapılmadığı gibi kullanılan alana ilişkin davacıya herhangi bir ödeme de olmadığını, kullanım, depolama ve palamar ücretinin ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, davalılara ait gemilerle kullanım hakkı davacıya ait Maltepe İskelesinden yapılan toplam 613 sefer ve taşınan toplam 898.200 ton hafriyat için ödenmeyen kullanım ve palamar ücreti olarak 1.059.876,00 TL’nin tahsili için başlattıkları icra takibine davalıların itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...vekili; dava konusu iş ile kendilerinin alakasının olmadığını, adi ortaklık tarafından alınan ihalenin alt işvereninin Doğan Metalürji Makine ve İnş. Taah. San ve Tic. Ltd Şti. olduğunu, müvekkil, şirketin bu işle ilgili çalışmasının olmadığını savunarak davanın öncelikle husumetten değilse esastan reddini istemiştir.
    Davalı Nas İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili, müvekkili şirket adına adi ortaklığa gönderilen ödeme emrinin iptali için açılan davada icra mahkemesince ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, icra takip dosyasında adi ortaklık ve DGN Denizcilik şirketinin borçlu gösterildiği halde kendilerine ödeme emri gönderilerek taraf yapılmalarının hukuka aykırı olduğunu, iskele yapılan ve kullanılan alanın davacıya tahsis edilmiş alan olmadığını, o alanın İBB’nin İSPARK adlı kuruluşuna tahsisli alan olduğunu, davacının kendine tahsis olunmayan yerde yapılan ve idare tarafından sökülüp eski haline getirilmesi bildirilen iskeledeki deniz nakliyatları için istenen ücretin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı Uğraş İnşaat San. ve Tic. A.Ş. vekili; müvekkili şirketin takip talebinde borçlu olarak gösterilmediğini, takip dosyasında borçlu olarak müvekkilinin de içinde bulunduğu adi ortaklığın ve DGN Denizcilik şirketinin gösterildiğini, iskele yapılan ve kullanılan alanın davacıya tahsis edilmiş alan olmadığını, o alanın İBB’nin İSPARK adlı kuruluşuna tahsisli alanı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ...vekili, taşıma işleminin İBB tarafından yaptırılan ve daha sonra yıkılan geçici iskeleden yapıldığını, taşımanın davacının tasarrufunda bulunan alandan yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki temel ihtilafın davalıların kullandığı yerin davacıya tahsis edilen yer olup olmadığı ve davalıların bu yeri kullanmaları nedeniyle davacıya bir ödeme yükümlülüğünde olup olmadığı konusunda olduğu, davacının kullanım hakkı kendisinde bulunan yerin, davalılar tarafından kullanılmasına izin verdiğini, ancak davalıların taahhüt ettikleri iskeleyi yapmadıklarını ve herhangi bir ücret ödemediklerini belirterek, kullanım, depolama ve palamar ücreti talebinde bulunduğu, davalıların ise Maltepe sahilinde bulunan ve İBB'nin İSPARK'a tahsisli alanında geçici iskele yaptıklarını ve geçici iskeleyi kullandıklarını, bu geçici iskelenin varılan ortak mutakabat ile yapıldığını, geçici iskele yapılan ve davalılar tarafından kullanılan alanın davacıya tahsis edilen yer olmadığını, İSPARK'a tahsis edilen yer olduğunu ve İBB'nin yazısı gereğince geçici iskelenin sökülüp eski haline getirildiğini belirttikleri, 04/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, geçici iskelenin inşa olunduğu dolgu alanının davacı İDO'nun 05/07/2011 tarihli sözleşme gereğince 30 yıl süre ile kullanım hakkına sahip olduğu alan ile ilgisinin bulunmadığının, 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı İDO'nun 05.07.2011 tarihli sözleşmede yer alan 402,83 m2 deniz yüzeyi alanının, geçici iskelenin önce inşa edilip, daha sonra İBB'nin kararı ile yıkımına karar verilen geçici iskele yeri ile bir ilgisinin bulunmadığının belirtildiği, bu nedenle bu yerin kullanılması nedeniyle davalıların davacı şirkete herhangi bir kullanım ücreti borcuna girmeyecekleri gerekçesiyle davanın reddine, davacının bu davayı açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
    1- Davalılardan YSE Yapı San. ve Tic. A.Ş. aleyhine de itirazın iptali davası açılmışsa da icra dosyasının tetkikinde YSE şirketine ödeme emrinin 27/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği ancak adıgeçen şirketin 11.06.2015 tarihinde itirazda bulunduğu dolayısıyla itirazın süresinde olmadığı anlaşılmıştır. İtirazın iptali davalarında, icra dosyasına süresinde itiraz dava şartı olup re’sen mahkemece de gözetilmesi gerekir. Bu husus dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle re’sen bozulması gerekmiştir.
    2- Dava, davacıya ait olduğu iddia edilen alanın davalılar tarafından kullanılmasından dolayı ödenmeyen ücretin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamada alınan 26/01/2018 tarihli ilk bilirkişi raporunda “..Maltepe (402,83 m2) alanlı İDO iskelesi önünde yer alan toplam 17.403,72 m2 alanlı sahanın 05/07/2011 tarihli “Kullanma İzni Sözleşmesi” gereğince sözleşme tarihi itibarıyla 30 yıl süreli davacı İDO’nun tasarrufunda olduğu, davalı ortaklığın 1758,41 m2 alanlı hafriyat alanının davacı İDO’nun tasarrufunda bulunan alanda yer aldığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde bir görüşe yer verilmiş, bu rapora itiraz üzerine alınan 04/09/2018 tarihli ek raporda farklı teknik tespitlere yer verilmeksizin ve gerekçe gösterilmeksizin kök raporla çelişecek şekilde “..Davacı İDO’nun 05.07.2011 tarihli sözleşmede yer alan 402,83 m2 deniz yüzey alanının, geçici iskelenin önce inşaa edilip daha sonra İBB’nin kararı ile yıkımına karar verilen geçici iskele yeri ile bir ilgisinin bulunmadığı belirlenmiştir. Geçici iskelenin inşaa olunduğu dolgu alanının İDO’nun 05/07/2011 tarihli sözleşme gereğince 30 yıl süre ile kullanım hakkına sahip olduğu alan ile ilgisinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Bilahare mahkemece, yeni bir heyetten alınan ikinci bilirkişi raporunda ise tarafların iddialarına, savunmalarına ve yukarıda bahsedilen kök ve ek rapora yer verildikten sonra hiçbir teknik tespit, gerekçe gösterilmeksizin “... geçici iskelenin inşa olduğu dolgu alanının İDO’nun 05/07/2011 tarihli sözleşme gereğinde 30 yıl süre ile kullanım hakkına sahip olduğu alan ile ilgisinin bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde görüş bildirilmiştir. Gerek kendi içinde çelişkili olan ilk kök ve ek rapor gerekse alınan ikinci rapor içerikleri itibarı ile hüküm kurmaya elverişli değildir Bu durum karşısında taraflar arasındaki protokol hükümleri, yazışmalar ve ilişkileri inceleyip, takip dayanağı alacağın var olup olmadığını tespit eden hüküm kurmaya elverişli, üç kişiden oluşacak heyetten alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre hükmü temyiz eden davalıların vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden davalılar vekilerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 10/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara