Esas No: 2011/3623
Karar No: 2011/2884
Karar Tarihi: 27.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3623 Esas 2011/2884 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 2004 yılında kooperatiften ihraç edildiğini ve o tarihe kadar 14.500 TL aidat yatırdığını, ihraç tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık 5 yıl geçtiğini, ancak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı aleyhine aidat iadesi alacağı nedeniyle 14.500 TL asıl alacak, 10.382,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.882,79 TL üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazda bulunularak takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40’ dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatiften ihraç edildiğini, kooperatifin 2006 yılı bilançosunun 30.06.2007 tarihinde kabul edilmediğini, 2006 yılında kooperatif aleyhine açılmış davaların bulunması nedeniyle davacının alacağından düşülmesi gereken kooperatif zararlarının henüz belirlenemediğini, 20.06.2009 tarihli genel kurul toplantısında, kooperatifin varlığının tehlikeye düşmesini engellemek için, kooperatiften ayrılmış üyelere 35’ inci ayın sonunda geri ödemelere başlanılacağının kararlaştırıldığını, takibin belirlenen süre dolmadan açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kooperatiften ihraç edilen davacının 35 aylık sürenin dolmasına bir hafta kala takibe başladığı, derdest davaların ne kadar süreceğinin bilinemediği, davanın yargılama süreci de göz önüne alındığında, hakkaniyet ilkesi gereği bilirkişi mütalaasında belirttiği gibi alacağın davacı tarafından istenmesinin haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 14.112,00 TL asıl alacak, 2.667,00 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatif üyeliğinden ihraç edilen davacının yaptığı ödentilerin iadesi için başlattığı icra takibine davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu" nun 17/1" inci maddesi gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haizdir. Bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir ve bundan önce başlatılan bir takibe dayalı olarak açılan itirazın iptali davası, hakkın doğduğu tarihten sonra takip başlatılmak ve bundan sonra dava açılmak üzere red edilmelidir. Aynı Kanun" nun 17/2" nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle ödemelerin biriktirlmesine ilişkin bir genel kurul kararı alınmış ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetin tehlikeye düşürecek nitelikte olduğu bilirkişi raporu ile saptansa dahi, bu sadece kooperatife ödemeyi geçiktirme hakkı verir ise de alacağın muacceliyet tarihini etkilemez.
Somut olaya gelince, davalının ihraç edildiği 2006 yılı bilançosunun 30.06.2007 tarihinde görüşüldüğü ve bilançonun incelemesinin ve ibrasının geriye bırakılmasına karar verildiği, 20.06.2009 tarihinde yapılan 2008 yılı genel kurulunda ise kooperatiften çıkmış veya çıkarılmış üyelere, kooperatifin maddi sıkıntı içerisinde olması nedeniyle ödemelerin 35 ay sonra yapılandırılarak 12 eşit taksitle ödenmesine karar verildiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının ihraç kararının kesinleştiği tarihin tam olarak belirlenerek ihraç kararının kesinleştiği yıl bilançosunun hangi genel kurulda görüşülerek kesinleştiği veya kesinleşmiş sayılması gerektiği üzerinde durularak, bu genel kurulda geçerli bir erteleme alınıp alınmadığının da değerlendirilerek yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacının alacağının muaccel olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.