Esas No: 2011/4229
Karar No: 2011/2882
Karar Tarihi: 27.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4229 Esas 2011/2882 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif yönetim kurulunun 18.05.2006 tarihinde aldığı kararla kooperatif üyelerinin iskan işlem bedeli olarak 2.500,00 TL, 26.08.2005 tarihinde aldığı kararla da tadilat projesi, yapı denetim ve kat ittifakı bedeli olarak 3.550,00 TL ödemesini istediğini,bu paraların ödenmesi için davalıya noterden ihtarname gönderdiğini,ihtara rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını,bunun üzerine davalı aleyhine takibe başladığını,davalının icra takibinde borca ve faize itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40’tan az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, usulüne uygun bir genel kurul kararı olmadığını, davacı kooperatifin daha önce de müvekkilinden tadilat ve iskan masrafları için para istediğini, müvekkilinin de 2003 yılının 12. ayında davacıya bu işlemler için 3.000,00 TL’den fazla para ödediğini savunarak, iyiniyetten yoksun davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin genel kurul kararlarının alındığı karar defteri ile tüm defter ve belgelerin ibrazına ilişkin ara kararının davacı vekilince son iki celsede yerine getirilmediği, hakimin verdiği ikinci sürenin kesin olduğu, mevcut toplanan delil durumuna göre davacının davası sübuta ermediği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir
1-) Mahkeme, kesin süreye riayet edilmediğinden davayı reddetmiş ise de davacıya verilen sürenin kesin süre olması için tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olması ve sonuçlarının hatırlatılması gerekir. Ayrıca mahkemece sadece davacı kooperatifin karar defterlerinin istendiği, davacı kooperatif yönetim kurulunun aldığı kararlarda belirtilen masrafların ne suretle ve nasıl yapıldığına ilişkin dayanak belgeler istenmediğinden, verilen mehilin kesin olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
2-) Kabul şekli itibariyle de davaya konu masrafların tespitinin Türk Borçlar Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla Türk Borçlar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca mahkemece de tespiti mümkün bulunmaktadır. Bu bakımdan davacı kooperatifin tasfiye halinde bulunduğu da gözetilerek mahkemece davaya konu olan harcamalara esas olmak üzere kooperatifin iskan ruhsatı alıp almadığı,tadilat projesi yapılıp yapılmadığı, yapı denetim ücreti ve kat irtifakı için para harcaması gerekip gerekmediği yönünden bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılıp, uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde taraflara iadesine, 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.