Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/805 Esas 2011/2876 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/805
Karar No: 2011/2876
Karar Tarihi: 27.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/805 Esas 2011/2876 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/805 E.  ,  2011/2876 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde 1. sırada yer alan şikayet olunanın haczinin iki yıl içinde satış istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması nedeniyle düşmüş olduğu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Şikayet olunan vekili, şikayetçinin icra dosyalarındaki haczinin kesinleşmemiş ve düşmüş olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
    İcra Mahkemesince, şikayet olunanın icra dosyasında süresi içinde satış istediği ve satış avansını yatırmış olması nedeniyle haczinin düşmediği ve şikayetçi açısından İcra ve İflas Kanunu’nun 100 ‘ncü maddesi anlamında hacze iştirak koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
    İcra ve İflas Kanunu"nun 106 ve 110" uncu maddeleri uyarınca haczedilen taşınmazların kesin haciz tarihinden itibaren 2 yıl içinde satışı istenmezse haciz düşer. Satış talebiyle birlikte gerekli masrafın avans olarak yatırılması gerekir (İİK.m.59). Dosyada süresi içinde satış istenmiş ise de, İcra Mahkemesi"nce itibar edilen 03.07.2006 tarihli makbuzdaki paranın satış masraf avansı olup olmadığı açıkca anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu yön üzerinde durulup, gerekli belgeler getirtilip incelenerek, itibar edilen makbuzdaki paranın satış masraf avansı olup olmadığı saptanarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda gerekli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
    Diğer yandan davacı ihtiyati haciz alacaklısı olup, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi ihtiyati haczi tamamlayan merasimin koşullarını ve ihtiyati haczin düşmemesi için gerekli işlemlerin nelerden ibaret olduğunu düzenlemektedir. Borçlu hakkında genel haciz yoluyla başlatılan icra takibine itiraz edilmesi halinde İİK’nun 264/2 maddesi gereğince bu itiraz alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından yahut takip talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi sebebiyle düşmesi veya dava dosyasının açılmamış sayılması ya da davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır.( İİK m. 264/4).
    İİK’nun yukarıda açıklanan 264/2. maddesinde yer verilen “mahkemede dava açılması” hususu, takibe itiraz üzerine alacaklı tarafından aynı yasanın 67. maddesi gereğince açılacak itirazın iptali davasını ifade eder. Böyle bir davanın açılması halinde alınacak kararın icra dosyasına sunulması koşuluyla takibin devamı olanaklıdır.
    Somut olayda, şikayetçi ihtiyati haciz alacaklısı olup, yaptığı icra takibine itiraz edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta ise de, mahkemece anılan ilke doğrultusunda davacının ihtiyati haczinin ayakta olup olmadığı, borca itiraz üzerine süresinde itirazın iptali davasının açılıp açılmadığı araştırılmadan karar verilmesi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara