Esas No: 2021/2728
Karar No: 2022/6864
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2728 Esas 2022/6864 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2728 E. , 2022/6864 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.09.2020 tarih ve 2017/141 E- 2020/316 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kabulüne dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.02.2021 tarih ve 2020/1385 E- 2021/241 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıya ait Ekol Metal firması ile davalı arasında, 17.12.2015 tarihli protokolle, 01.01.2016 tarihinden başlamak üzere 5 yıl süre ile Cumhuriyet Üniversitesi bünyesinde bulunan hastane, okullar ve idari birimlerde hurdaya ayrılan atık ve demirbaşların toplanmasına ve satışına ilişkin esas ve usulleri düzenleyen bir sözleşme akdedildiğini, söz konusu atıklar için, davacı tarafından, davalının banka hesabına ton başına 130,00 TL ödemenin düzenli olarak yapıldığını, Ağustos 2016 tarihinden sonra atıklar içerisindeki madeni bakır gibi değerli atık oranında düşüş gözlendiğini, 11.02.2017 günü, davacının hurdacılar sitesinde çalışan ...isimli kişinin başka bir işi gereği üniversite yerleşkesinde dolaşırken davalı üniversite yapı işleri daire başkanı olan Vural isimli kişinin başka bir kapalı alanda toplanan atıklar içerisinde değeri olan madeni, sarı ve bakır gibi hurdaları başka bir kişiye sattığını, satılan hurdaların ... plaka sayılı kamyona yüklendiğini gördüğünü, hurda alım işinin davacıya ihale edildiğini, başka bir kişiye satılamayacağını söylediğini, kamyona yüklenen hurdaların fotoğraflarının dava dilekçeleri ekinde sunulduğunu, bu gelişmeler üzerine davalı ... İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nın 13.02.2017 tarihli yazısı ile sözleşmeye konu hurdaların üniversite bünyesi içerisinde değerlendirileceği gerekçe gösterilerek 13.02.2017 tarihinden itibaren sözleşmenin iptal edildiğini, 01.01.2016 tarihinden itibaren 5 yıl süreli sözleşmenin 4 yıl erkenden iptal edildiğini, sözleşmenin tek taraflı feshinden sonra davacının Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017-12 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını ileri sürerek, müspet ve menfi zararları toplamı 200.000,00 TL maddi tazminatın sözleşmenin iptal edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı 10/03/2020 tarihli dilekçesiyle, müspet zararının dört adet konteynırda oluşan değer kaybı, kamyonun şasesinin kesilmesi sonucu oluşan değer kaybı, kamyona konteynırların yüklenmesi için kamyon üzerinde yaptırılan lift ve vinç sisteminin ikinci ele satılması sonucunda oluşan değer kaybı, menfi zararının ise sözleşmenin süresi dolmadan erken feshi nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı olduğunu belirtmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce tanzim ettirilen tespit raporunun herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 01/01/2016 tarihinden geçerli olmak üzere 5 yıl süreli hurdaya ayrılan atık ve demirbaşların toplanmasına ve satışına ilişkin esas ve usulleri düzenleyen bir sözleşme yapıldığı ve sözleşmenin davalı tarafından 13/02/2017 tarihinden itibaren feshedildiği, davalının sözleşmenin haklı feshedildiği yönünde delil sunmadığı, kurulduğunda geçerli olan bir sözleşme sonradan ileriye dönük olarak feshedildiğinden davacının menfi zararını talep edemeyeceği, davalının sözleşmeyi süresinden önce feshetmesi sebebiyle davacının mahrum kaldığı kâr olan müspet zararının bilirkişi raporu ile 26.065,45 TL olarak tespit edildiği, davalıya yapılmış bir temerrüt ihtarının olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 26.065,45 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, sözleşmenin 01.01.2016-01.01.2021 tarihleri arasını kapsadığını 5 yıl süreli olduğunu, davalının haksız şekilde 13.02.2017 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, kalan sözleşme süresi olan 3 yıl 10 ay 8 günlük kazançtan mahrum kaldığını yine bu sözleşmedeki işlerin yapılması amacıyla 95.000.-TL'ye ... plakalı araç, 80.000.-TL'ye 4 adet konteynır aldığını, 40.000.-TL değerinde de .... plakalı araca vinç sistemi kurduğunu, sözleşme feshedildiği için konteynır ve vinç sisteminin hurda fiyatına satılacağını, aracın da değer kaybettiğini belirterek zararının tazmini talebinde bulunduğu, davacının yoksun kalınan kazanç talebinin müspet zarar, sözleşmeye konu işin yapılması için kullanacağı araç, konteynır ve vinç sistemi için talep ettiği zararın ise menfi zarar kapsamında olduğu, sözleşmeden dönüldüğü için davacı tarafça müspet zarar kapsamında kalan yoksun kalınan kazancın istenilmesi mümkün olmadığı gibi aynı olayda hem müspet hem de menfi zararın istenilmesinin mümkün olmadığı, davacının GİB kaydı incelendiğinde, 15/04/2002 tarihinden bu yana atık ve hurda toptan ticareti ile uğraştığı, davaya konu ... plakalı aracın davacı adına kayıtlı olmadığı, uyap üzerinden yapılan sorgulamada da bu plaka ile tescilli bir aracın sistemde kayıtlı olmadığının tespit edildiği, davacının ... plakalı aracı 55.000,00 TL bedelle satın aldığına dair dosyaya fatura sunduğu, ancak aracın noter satışına ilişkin satış sözleşmesi sunmadığı, yine davacının dosyaya davaya konu ettiği konteynır-vinç masrafına ilişkin belge sunmadığı, davacının menfi zarara uğradığını ispat edemediği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili ve davalı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalıya ait hurdaya ayrılan atık ve demirbaş malzemelerin toplanması ve satışına ilişkin sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği ve ayrıca davacının kusursuz olduğu anlaşılmakla, davacının müspet zarar kapsamında kâr kaybı isteyebileceği, kâr kaybının TBK’nın 480. maddesinin 2. cümlesi (BK m. 325 kıyasen) uyarınca kesinti yöntemine göre hesaplanacağı bu bağlamda sözleşmenin feshi zamanında yapılmayan-kalan iş bedeli ve işin tamamlanmaması nedeniyle davacının yapmaktan kurtulduğu işçilik, malzeme, vergi, sigorta, amortisman ve sair giderleri ile kalan sürede başka bir iş yaparak kazandığı ve kazanmaktan kaçındığı yararların düşülmesi suretiyle davacının istemde bulunacağı göz önüne alınarak değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine,
11.10.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.