Esas No: 2021/2820
Karar No: 2022/6890
Karar Tarihi: 11.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2820 Esas 2022/6890 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2820 E. , 2022/6890 K.Özet:
Davacı, 28.000 TL'lik bir taşınmazı davalıya sattığını ancak tapu devrinin gerçekleşmediğini, yerine protokol ve teminat bonosu düzenlendiğini, daha sonra davalının bonoyu kaybettiğini iddia ederek dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının iddialarını kesin delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. İstinaf mahkemesi de davacının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Davacı vekili temyiz etmiş ancak Yargıtay, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararının onanmasına karar vermiştir.
HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi ve HMK'nın 370/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilmiştir. HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilirken, davacıdan bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının alınması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 14.02.2019 tarih ve 2017/305 E. - 2019/58 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 07.12.2020 tarih ve 2019/2308 E- 2020/1592 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2008 yılında davalıya 28.000.- TL bedelle bir taşınmaz sattığını ve satış bedelini aldığını ancak taşınmazın el birliği halinde mülkiyete konu olması sebebiyle tapuda devrin gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine taraflar arasında bir protokol düzenlendiğini ve müvekkilinin protokol doğrultusunda lehtarı davalı olan, 25.08.2009 tanzim tarihli, bedel ve vade hanesi boş olan bir teminat bonosu düzenlediğini, davalının bonoyu alarak fotokopisini çektirip bir suretini de müvekkiline vermek üzere bulunulan ortamdan ayrıldığını ancak bir süre sonra müvekkilinin yanına gelerek bonoyu kaybettiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalının telkinleriyle 26.08.2009 tarihinde kolluğa başvurarak bonoyu kaybettiğine dair ifade verdiğini ve 28.000.- TL bedelli yeni bir senet düzenleyerek davalıya verdiğini, aradan geçen zamanda taşınmaz devrinin bir türlü gerçekleşmemesi üzerine müvekkilinin davalıya başvurarak satış bedelini iade etmek karşılığında bonoyu geri almak istediğini ancak davalının buna yanaşmadığını, bir süre sonra ise 25.08.2009 tanzim, 20.01.2014 vade tarihli ve 150.000.- TL bedelli bonoya dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, takibe konu edilen bononun davalının kaybettiğinden bahisle müvekkiline bir suretini vermediğini bono olduğunu, bono hileyle alındığı gibi taraflar arasındaki anlaşmaya da aykırı olarak doldurulduğunu, davalıya bono bedeli kadar borçlu olmadıklarını ileri sürerek müvekkilinin davaya konu bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, bono altındaki imzayı inkar etmeyen davacı yanın bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kesin delillerle ispat etmesi gerektiği ancak bu hususu ispata yarar delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.