İpoteğin Fekki - Menfi Tespit - Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1907 Esas 2011/2848 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1907
Karar No: 2011/2848
Karar Tarihi: 26.12.2011

İpoteğin Fekki - Menfi Tespit - Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1907 Esas 2011/2848 Karar Sayılı İlamı

 

 

23. Hukuk Dairesi 2011/1907 E., 2011/2848 K.

23. Hukuk Dairesi 2011/1907 E., 2011/2848 K.

  • İPOTEĞİN FEKKİ
  • MENFİ TESPİT

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 887 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün tamyiz isteminin reddine ilişkin olarak Dairemizin 25.07.2011 gün ve 2011/908 Esas 2011/195 Karar sayılı ilamın tashihi karar yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerinde dava dışı E.... Y..."ın kullanacağı kredinin teminatı olarak davalı kooperatif lehine 4.000,00 TL azami bedelle üst sınır ipoteği tesis edildiğini, kullandırılan kredi nedeniyle davalının müvekkiline muacceliyet ihtarında bulumadığını, asıl borçlu ile kefillerin yaptıkları ödemelerin davalıca dikkate alınmadığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, üçüncü kişi lehine taşınmazı üzerinde üst sınır ipoteği tesis ettirdiğini, tesis edilen üst sınır ipoteği nedeniyle müvekkilinin azami 4.000,00 TL" sından sorumlu olmasına rağmen borcun kaynağı beriltilmeksinin 18.571,19 TL alacağın tahsili için müvekkili ile asıl borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, yapılan ödemeler nedeniyle asıl borçlunun da davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya 18.571,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının, müvekkilince borçlu E.... Y...."a kullandırılan kredi için ipotek verildiğini, verilen kredinin süresinde ödenmemesi nedeniyle, bankaca müvekkilinin hesaplarından kredi borcunun alındığını, yapılan yapılandırmalara rağmen alacağın borçlu ve kefillerden tahsil edilmemesi nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacını, dava dışı E.... Y.... lehine 29.12.1998 tarihinde 4.,000,00 TL üst sınır ve %75 faizden sorumlu olmak üzere ipotek verdiği, davalının kefaletiyle Halk Bankasınca E... Y....."a kullandırılan kredi borcunun vadesinde ödenmemesi nedeniyle bankaca, davalının banka nezdindeki hesaplarından tahsil edildiği, takipte istenen miktarın ipotek belgesindeki limitler dahilinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemizin 25.07.2011 tarih 2011/908 E. ve 2011/195 K. sayılı ilamıyla davacı vekilinin temyiz isteminin, süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

1- Davacı ile davalı kooperatif arasında ortaklık ilişkisi bulunmadığı, davacının ipotek veren üçüncü kişi durumunda bulunduğu, buna göre davanın Kooperatifler Kanunu" ndan kaynaklanmadığı gözetilmeden, aksi yöndeki gerekçe ile davacının temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararın doğru olmadığı anlaşıldığından karar düzeltme itirazının kabulü ile, anılan kararın kaldırılarak temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmesi gerekmiştir.

2- Dava, davalı kooperatifin dava dışı ortağının davalı aracılığıyla kullandığı kredi nedeniyle ipotek olarak verdiği taşınmazın satışı için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 887 nci maddesi; "İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır." hükmünü içermektedir. Mahkemece, anılan hükmün kendiliğinden gözetilerek uygulanması gerekir. Diğer bir deyişle, asıl borçlu ile beraber borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine ihbar yapılmadıkça ipotek borçluları bakımından borç muaccel hale gelmez. Somut olayda, davalının anılan kanun hükmü uyarınca muacceliyet ihbarı yapıp yapmadığı üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.

3- Öte yandan, ipotek akit tablosunun aslının getirtilerek, ipoteğin mevcut borç ipoteği mi yoksa limit ipoteği mi olduğu hususu araştırılıp kredi borçlusunun davalıya ödemesi gereken miktarın belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, Halk Bankasınca, davalı kooperatifin hesaplarından hangi tarihlerde ne miktar paranın çekildiği saptanmadığı gibi, davacı vekilinin delil listesinde ibraz ettiği ödeme belgeleri de değerlendirilmemiştir.Bu bakımdan, davadışı Bankanın, davalı kooperatifin hesabından ne kadar para çektiği kuşkuya yer vermeyecek şekilde araştırılıp daha sonra, davalı kooperatifin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte asıl borçludan istenebileceği toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bundan sonra da, asıl borçlu ve kefillerce çeşitli tarihlerde kooperatife yapılan tüm ödemelerin değerlendirilerek, asıl borçlunun davalıya ödemesi gereken borç miktarı varsa, tesis edilen ipoteğin niteliği de göz önüne alınarak davacının istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hüküm vermeye yeterli ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin temyiz isteminin reddine ilişkin 25.07.2011 tarih 2011/908-2011/195 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara