Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2270 Esas 2022/6928 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2270
Karar No: 2022/6928
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2270 Esas 2022/6928 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2270 E.  ,  2022/6928 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.12.2016 tarih ve 2015/329 E- 2016/1010 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.01.2021 tarih ve 2018/991 E- 2021/104 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında bağıtlanan kredi sözleşmesi uyarınca kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarından borçtan sorumlu olduklarını, ödeme yapılmaması üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından davalı borçlular hakkında yasal takibe geçildiğini, haksız ve dayanaksız itirazları ile takibi durdurduklarını ileri sürerek itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili, davacının sözleşme tarihinden 12 yıl geçtikten sonra alacak iddiasında bulunduğunu, TBK'nın 146. maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, 1 yıllık hak düşürücü dava süresinin geçirildiğini, asıl borçlu şirketin tasfiye sürecine girdiğini, davacı tarafça tasfiye kuruluna başvuruda bulunulmadığından müvekkillerinden alacak talep edilemeyeceğini, borcun bulunmadığını savunmuş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu Bey-Kan Et Gıda ..Ltd.Şti. arasında davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 25.000,00 TL tutarlı 26/08/2003 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi bağıtlandığı, limitin daha sonra 500.000,00 TL'ne yükseltildiği, bunlara dayalı olarak asıl borçlu şirkete senet karşılığı avans kredisi ve 2 adet araç kredisi açılarak kullandırıldığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 17/05/2007 tarihinde kat edildiği, davalılara gönderilen ihtarnameye göre takiple temerrüdün oluştuğu, davacı bankanın asıl borçlu şirketten takip tarihi itibariyle toplam 115.466,41 TL tutarında kredi alacağının bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 100.160,28 TL'sine takip tarihinden itibaren yıllık % 52,50 oranında temerrüt faizi istenebileceği, belirlenen toplam alacak tutarı davalıların kefalet limiti kapsamında kaldığından borçtan sorumlu tutulmaları gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2007/14908 sayılı takip dosyasında ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalıların itirazının toplam 115.466,41 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve fakat asıl alacak tutarı olan 100.160,28 TL'sına takip tarihinden itibaren yıllık %52,5 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıların % 20 ( 23.093,28 TL ) oranında inkar tazminatından sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili istinaf etmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalıların zamanaşımı ve hakdüşürücü süre itirazlarının yerinde olmadığı, icrai işlemlerle zamanaşımının kesildiği, davalıların icra takibine itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğ edilmediği, uygulanan faizin sözleşme hükümlerine uygun bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kararının sözleşme ve yasalara uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamına göre, dava dışı şirkete kullandırılan avans kredisinin senet karşılığı kullandırıldığı saptanmış olup, davalıların gerek bilirkişi raporu gerekse temyiz itirazlarında belirttiği gibi kullanılan krediye istinaden alınan senetlerin akıbeti hakkında değerlendirme yahut tespit yapılmadığı ve anılan raporun yerinde inceleme olmadan oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Banka tarafından söz konusu senetlerin tahsil edilip edilmediğinin tespiti ile şayet tahsilat var ise bu miktarın borçtan mahsup edilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, dosya kapsamında raporu bulunan bilirkişi ya da bir başka bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilip, yalnızca dosya kapsamındaki evraklarla değil bizatihi banka kayıtları üzerinde anılan hususun netleştirilmesini sağlayacak şekilde inceleme yaptırılıp bilirkişi raporu alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, anılan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 12/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara