Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1363 Esas 2022/6931 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1363
Karar No: 2022/6931
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1363 Esas 2022/6931 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/1363 E.  ,  2022/6931 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.07.2020 tarih ve 2019/413 E. - 2020/283 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 03.12.2020 tarih ve 2020/1270 E. - 2020/1390 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.10.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davalıların Van Elektrik Üretim ve Tic. A.Ş.’nin %100 hissesine sahip iken 20.07.2010 tarihli Hisse Devir ve Satın Alım Sözleşmesi ile tamamını müvekkillerine devrettiklerini, hisse devirlerine konu şirketin Tortum Çayı üzerinde bulunan Çayaşan Hidroelektrik Santrali Projesinin sahibi olduğunu, müvekkillerinin 3.450.000 USD tutarındaki hisse devir bedellerini ödeyip tüm edimlerini ikmal ve ifa ettiğini, ayrıca projenin gerçekleştirilebilmesi amacıyla 2011 yılından bu yana 4.273.530,55 TL masraf yaptığını, devir sözleşmesinin 5. maddesinde hisse devrinin ön şartlarının düzenlendiğini, buna göre proje ile ilgili “Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli Değildir” kararının veya “Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu” kararı alınmış olmasının tarafların hisse devir işlemini gerçekleştirme yükümlülüğü için olmazsa olmaz bir şartı olarak belirlendiğini, her ne kadar Erzurum Valiliği'nce “ÇED kararı gerekli değildir” kararı verilmişse de dava dışı dernek temsilcisi tarafından açılan dava sonucunda Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 23.06.2014 tarihli kararı ile yürütmenin durdurulup 28.10.2014 tarihli kararı ile de “ÇED kararı gerekli değildir” kararının iptal edildiğini, Danıştay’ın 19.01.2016 tarihli kararı ile de idare mahkemesi kararının onandığını, bu durumda ÇED başvurusundan bulunmanın zaruret arz eder hale geldiğini, müvekkillerinin bu kapsamda 20.11.2017 tarihinde yaptığı başvuru üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 02.01.2018 tarihinde “ÇED süreci sonlandırılmıştır” yönünde karar istihsal ettiğini, müvekkilleri tarafından Bakanlık kararının iptali talebiyle dava açılmışsa da Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 20.04.2018 tarihli kararı ile davanın reddedildiğini, temyiz itirazlarının Danıştay tarafından 24.09.2018 tarihinde karar düzeltme yolu da kapalı olarak reddiyle idare mahkemesi kararının kesinleştiğini, böylece olmazsa olmaz nitelikteki “Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli Değildir” kararının veya “Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu” kararı alınmış olması koşulunun gerçekleşmediğini, sözleşmenin konusunun gerçekleşmesinin fiilen ve hukuken ortadan kalktığını, arabuluculuk yolundan da sonuç alınamadığını, hisse devir sözleşmesinin iki tarafa borç yüklediğini, Van Elektrik Üretim ve Tic. A.Ş.’nin yegane iştigal konusunun sonlandığını, sözleşmenin geçerli hüküm ve sonuçlarını doğurmadığını, davalıların uhdelerinde karşılıksız kalan pay devir bedellerinin denkleştirici adalet kuralları doğrultusunda iadesinin yasal, hak ve nesafet kuralları gereği olduğunu ileri sürerek hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini, iptalini, hisse devir bedelleri ile proje için yapılan masrafların denkleştirici adalet kuralı gereğince dava tarihindeki karşılığının belirlenmesini, sözleşmenin hükümsüzlüğü nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile tazminini, şimdilik hisse devir bedeli için 50.000 USD’nin, yapılan masraflar için 100.000 TL’nin, hükümsüzlük nedeniyle uğranılan zarar için 100.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek banka avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, mahkemenin eksik harcın ikmali hususunda süre vermesi üzerine 08.04.2020 tarihinde hisse devir bedeli yönünden harç ikmali yapmıştır.
    Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, 20.07.2010 tarihli sözleşmenin hisse devir sözleşmesi değil hisse devir vaadi sözleşmesi olduğunu, vaat sözleşmesinde kararlaştırılan koşulların gerçekleşmesi üzerine hisse devir işleminin 04.01.2011 tarihinde yapıldığını, müvekkillerinin 20.07.2010 tarihli sözleşmedeki ön şart yönünden edimlerinin “ÇED gerekli değildir” kararını almaktan ibaret olup bu kararın da 09.08.2010 tarihinde edimin ifa edildiğini, anılan kararın 04.01.2011 tarihli teslim tutanağı ile davacılara verildiğini, kararın idare mahkemelerince iptalinde davalılara kusur atfedilemeyeceğini, Çed sürecinin sonlanmasına projenin kurulu gücünü artıran davacıların sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 20.07.2010 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile dava dışı Van Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.'nin paylarının devirlerinin kararlaştırıldığı, payların 04.01.2011 tarihinde davacı tarafa devredilmek suretiyle şirket pay defterine işlendiği, hisse devri ile ilgili olarak açılacak alacak davasının devrin gerçekleştiği 04.01.2011 tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerekirken davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 05.07.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacılar vekili, istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davanın taraflarının, dava dışı şirketin eski ve yeni ortakları oldukları, dava konusu hisse devir tarihi itibarı ile yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126. maddesine göre (TBK’nın 147. maddesi), hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımı süresinin 5 yıl olarak düzenlendiği, zamanaşımı süresinin hisse devir tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, hisse devrine ilişkin sözleşme tarihinin 20.07.2010, hisselerin devir tarihinin 04.01.2011, dava tarihinin ise 05.07.2019 olduğu, dava tarihine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, iptali, ödenen bedelin iadesi, masraf ve zararın tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece uyuşmazlığın hisse devir sözleşmesinden kaynaklandığı, bu itibarla 818 sayılı BK’nın 126. (6098 sayılı TBK’nın 147.) maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin de hisse devir tarihinden itibaren işlemeye başladığı kabul edilmişse de, Hisse Devir ve Satın Alım Sözleşmesi'nin 5. maddesinde tarafların sözleşme hükümlerine göre hisse devir işlemini gerçekleştirme yükümlülüğü diğer şartların yanında “proje ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme Gerekli Değildir kararının veya Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu kararının alınmış olması şartının yerine getirilmesi koşuluna bağlanmıştır. Her ne kadar Erzurum Valiliği’nce “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” yönünde karar alınmışsa da, dava dışı dernek temsilcisinin açtığı dava sonucunda Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 28.10.2014 tarih ve 2013/353 E- 2014/851 K. sayılı kararı ile “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamış ve işlem iptal edilmiş, Danıştay 14. Dairesinin 19.01.2016 tarih ve 2015/71 E.- 2016/16 K. ilamı ile hüküm karar düzeltme yolu kapalı olarak onanmıştır. Bunun üzerine ÇED Yönetmeliği kapsamında kendisine başvuru yapılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca 02.01.2018 tarihinde Çayaşan Projesinin ÇED süreci sonlandırılmış, bu işlemin iptali için hisseleri devre konu olan Van Elektrik Üretim San. ve Tic. A.Ş.’nin açtığı dava Erzurum 2. İdare Mahkemesi'nin 20.04.2018 tarih ve 2018/353 E.- 2018/733 K. sayılı ilamı ile reddedilmiş, idare mahkemesi kararı da Danıştay 14. Dairesinin 24.09.2018 tarih, 2018/2800- 5591 E.K. sayılı ilamı karar düzeltme yolu kapalı olarak onanmıştır. Davacı, böylece taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde öngörülen sözleşmenin olmazsa olmaz koşulunun gerçekleşmediğini, ortaya çıkan bu durumun sözleşme konusunun gerçekleşmesini fiilen ve hukuken ortadan kaldırdığını ileri sürerek işbu davayı açmış olup iddianın ileri sürülüş şekline göre sözleşmedeki şartın gerçekleşmemesi ve edimin imkansızlığı hisse devirlerinden sonra ortaya çıktığından zamanaşımı süresinin sözleşmenin 5. maddesinde öngörülen şartın gerçekleşmediği tarihten itibaren işlemeye başlayacağının kabulü ile zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek TBK 136 ve 228 maddeleri de tartışılarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 12/10/2022 tariihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara