Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2739 Esas 2022/6955 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2739
Karar No: 2022/6955
Karar Tarihi: 12.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2739 Esas 2022/6955 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirketin muhasebecisi ile davalı şirket yetkililerinin iş birliği yaparak sahte bir \"Proforma Fatura\" düzenleyerek müvekkilin hesabından 95.000 TL'nin davalı şirket hesabına aktarıldığı iddiasıyla davalılar aleyhine açılan davada, mahkeme davalı şirketin iade yükümlüğü bulunan miktar yönünden zarar sorumlusu olduğunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiş, ancak belirtilen miktar haricindeki diğer talepleri reddetmiştir. İstinaf mahkemesi ise dava konusu para transferinde dolandırıcılık olduğu iddiasıyla davalı şirketin sorumluluğu bulunduğunu kabul etmiş ve davalılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369/1, 371, 370/1 ve 372. maddeleri uygulanmıştır.
11. Hukuk Dairesi         2021/2739 E.  ,  2022/6955 K.

    "İçtihat Metni"




    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.07.2018 tarih ve 2017/390 E. - 2018/921 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.12.2020 tarih ve 2020/139 E- 2020/459 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketinin muhasebe işlemlerini yürüten ... isimli kişi ile davalı şirket yetkililerin iş birliği yaparak taraflar arasında hiçbir ticari ilişki ile borç alacak ilişkisi bulunmamasına rağmen sahte olarak ''Proforma Fatura'' adı altında bir belge düzenlenmek sureti ile yine sahte banka ödeme talimatı ile müvekkili şirketin hesabından 95.000,00-TL'nin davalı hesabına aktarıldığını, bu hususta dolandırıcılık nedeni ile ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, usulsüz şekilde şirket hesabından çekilen paranın iade edilmemesi üzerine Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü'nün 2016/10905 esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %20'i oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalı şirketin dolandırıcılık sayılabilecek hiçbir eyleminin bulunmadığını, davacı ve davalı şirketin muhasebecisi olan ...'in müvekkili şirkete gelerek muhasebeciliğini yaptığı davacı şirketin, davalı şirketin imal ettiği asansörlü stoklama sistemi ile ilgilendiğini ve teklif verilmesini talep etmesi üzerine teklif niteliğinde olan ve hiçbir mali sorumluluk içermeyen ''Proforma Faturası'' düzenleyerek fiyat teklifini ...'e verdiğini, bu işlemi takiben davalı şirketin banka hesabına 95.000,00-TL gönderildiğini, havalede herhangi bir açıklama bulunmadığını, bu durumu sözleşme icabının kabulü olarak değerlendirdiğini, bunun üzerine ...'in davacı şirket yetkililerin anlaşmadan vazgeçtiğini belirterek paranın iadesini talep etmesi üzerine banka hesabındaki paranın anılan kişiye teslim edildiğini, iyi niyetli ticaret yapan müvekkilinin davacı, davacı şirket çalışanı ve bankanın ortak kusurundan sorumlu tutalamayacağını, davanın ...'e yöneltilmesi gerektiğini, diğer davalının ise şirket yetkilisi olduğundan sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında, herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davacı hesabından EFT yolu ile 95.000,00-TL'nin davalı şirket hesabına aktarıldığının sabit olduğu, davalı Kaan Kartal'ın davalı şirketin ortağı ve temsilcisi olduğu, şirket yönetici ve ortaklarının şirket adına işlem yaptığı sırada gerçekleştirdikleri eylemlerden şirketin sorumlu olacağından pasif dava ehliyeti bulunmadığından bu davalı bakımından davanın husumet yönünden reddine, davalı şirketin ise TBK.'nın 79. maddesine göre iyi niyetle ödeme yaptığını savunarak iadeden kaçınamayacağı, davacı şirketçe davalı banka aleyhine şirket hesabından yapılan usulsüz havaleler nedeni ile takip başlatılmış olduğu, istek kalemleri arasında bu davada davaya konu edilen kalemlerde bulunduğu, ancak bankanın sorumluluğu bulunsa dahi bu hususun davalı şirketin sorumluluğunu etkileyemeyeceği, davalı şirketin iade yükümlüğü bulunan miktar yönünden zarar sorumlusu olarak gördüğü ... ile kusuru bulunduğunu savunduğu banka aleyhine her zaman talepte bulunabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
    İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesinin davalı şirket bakımından kararının usul ve yasaya uygun olduğu, diğer davalı bakımından ise gerek takip talebinde gerekse dava dilekçesinde davaya konu para transferinin dolandırıcılık yoluyla gerçekleştirildiği iddia edildiğinden, davalı ...'ın sorumluluğu haksız fiil sorumluluğuna dayalı olduğundan eldeki davada pasif husumet ehliyeti bulunduğu gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece husumetten reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekili ile davalılar vekilinin davalı Şirketin sorumluluğuna ilişkin istinaf başvurularının ise HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, davalılar vekilinin davalı ... yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu mahkeme kararının HMK'nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı Yalın Endüstri Metal ve Plastik Ürün. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.867,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara