Esas No: 2021/1122
Karar No: 2022/6932
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1122 Esas 2022/6932 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1122 E. , 2022/6932 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Tüketici Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06.10.2020 tarih ve 2019/616 E. - 2020/445 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.10.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ...ve Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müteahhit olan müvekkilinin 10 adet ofis/ işyerine ait bağımsız bölümü 2.055.000 TL bedelle davalının babasına satması hususunda anlaşıldığını, davalının da imzaladığı 20.01.2014 tarihli satış sözleşmesinde faturaların alıcı adına kesilmesini müteakip 10 gün içinde KDV’nin satıcıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacı ile babasının satış sözleşmesinin şartlarının aynı kalarak müteselsil sorumluluk ile tapuların davalı adına çıkarılmasını istediklerini, 12.04.2014 tarihli ek sözleşmenin imzalandığını, davalının tamamı ofis/ işyeri olan 10 adet taşınmazı ticari amaçla satın aldığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun şekilde davalı adına tescili sağlayarak fiili teslimi gerçekleştirdiğini, 13.07.2015 tarihli teslim tutanağında m2 birim fiyatının 2.880 TL+ KDV olduğunun belirtildiğini, 2.055.000 TL+ 369.900 TL KDV olmak üzere 2.424.900 TL üzerinden düzenlenen faturalara itiraz gelmediğini, KDV bedelinin ödenmesi davalının yükümünde olduğu halde ödeme yapılmayınca ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yapılan davaya konu sözleşmenin haricen adi yazılı düzenlendiğini, geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 30.11.2012 tarihli ilk sözleşmede bağımsız bölümlerin daire niteliğinde olduğu, 23.06.2015 tarihli ek sözleşme ile ofise dönüştürüldüğü, masraf alınmayacağının kararlaştırıldığı, ilk alım sözleşmesi itibariyle davalının mesken niteliği itibariyle sorumlu olacağı, buna göre KDV tutarının da %1 oranında 20.550 TL’ye tekabül ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 20.550 TL yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin KDV’den sorumlu olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı imzalanan sözleşmeler uyarınca KDV ödeme yükümü davalı üzerinde olduğu halde vergi dairesine %18 oran üzerinden kendisinin ödediğini, satışa konu taşınmazların ofis niteliği taşıdığını, taşınmazların meskenler için belirlenen KDV oranına tabi olduğu kabul edilse bile 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi uyarınca %18 oranında KDV’ye tabi bulunduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bilirkişi görüşüne başvurulmuşsa da alınan kök ve ek rapor denetime elverişli değildir. Bu itibarla mahkemece, davacının iddia ve itirazlarına denetlemeye elverişli bir şekilde karşılayan ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp fatura tarihi itibariyle dava konusu satış işleminin hangi oranda KDV’ye tabi tutulduğu belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin KDV’den sorumlu olmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazları ile davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine,12/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.