Esas No: 2011/4755
Karar No: 2011/2803
Karar Tarihi: 22.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4755 Esas 2011/2803 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı... isimli şahıstan hissesini satın almak suretiyle davalı kooperatife ortak olduğunu, hissesi satın alınan ortağın ve davacının aidat borçlarını ödemiş olmasına rağmen 13.313,78 TL" nin haksız yere tahsilinin talep edildiğini ileri sürerek, borçlu bulunmadıklarının tespitine, konutun tahsisi ve teslimine, konut bulunmadığı takdirde rayiç değerin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatife 14.07.2005 tarihi itibariyle 77.188,50 TL borcu bulunduğunu, borcunu ödemeyen ortakların dairelerinin alacakları karşılığında şartlı olarak yapımcı firmaya devredildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi" nin 17.03.2008 tarih, 2007/1225 esas, 2008/3404 karar sayılı ilamı ile davacıya talebinin açıklattırılması, konut değil de yaptığı ödemeler karşılığında talepte bulunuyor ise durumunun Kooperatifler Kanunu" nun 17. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tazminat talebinde bulunduğunu açıklaması, davalının da tahsisi gereken konut bulunduğunu savunmaması ve davacı hakkında bir ihraç kararı bulunmaması karşısında davanın kabulü ile 9.477,86 TL" nin tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Bir yapı kooperatifinin ana amacı, ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, oturmaya elverişli konut teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın, uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Mahkemece, davalı kooperatifin konut tahsis etme imkanı mevcut olmadığı gerekçesiyle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacıya tahsis edilebilecek konutun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Ancak, tesis edilen hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tahsis edebilecek bir konutun olmadığı ifade edilmiş ise de, bu sonuca ulaşmanın nedenleri tam olarak açıklanmamıştır.
Bu nedenle, mahkemece, davacının konumu ile davalının savunmasını da göz önünde bulunduracak şekilde, ehil bilirkişi veya bilirkişi kurulu vasıtasıyla davalı kooperatif kayıtları üzerinde yeniden inceleme yaptırılarak, davalının gerçekten tahsis edebileceği konut veya konutların olup olmadığı, adedi, konut veya konutlar üzerinde başka ortakların öncelik hakkı bulunup bulunmadığı hususlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması, şayet tahsis edilebilecek konut mevcut değilse, tazminat istemi hakkında yöntemince araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.