Esas No: 2021/1364
Karar No: 2022/6906
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1364 Esas 2022/6906 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1364 E. , 2022/6906 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İSTANBUL ANADOLU 4. ATM' NİN 2018/1253 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN;
İSTANBUL ANADOLU 4. ATM' NİN 2018/1254 ESAS SAYILI DAVADA
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.01.2020 tarih ve 2018/1235 E. - 2020/58 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce verilen 21.09.2020 tarih ve 2020/817 E. - 2020/914 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 11.10.2022 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile birleşen davada davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda; müvekkili bankanın Çukurambar Ankara Kurumsal Şubesi tarafından dava dışı Aykon Elektrik....Ltd.Şti. ile 09/07/2012 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi uyarınca davalı muhatap firmalara hitaben ayrı ayrı 01/06/2016 tarihli 238.800 USD bedelli; 01/12/2016 tarihine kadar süreli olmak kaydıyla süreli avans teminat mektubu düzenlenip verildiğini, teminat mektuplarının süresinin aynı koşullarla lehtar ve muhatapların talebi doğrultusunda uzatıldığını, davalıların 15/12/2016 tarihli tazmin yazısı uyarınca 16/12/2016 tarihinde mektup bedellerinin tazmin edildiğini, teminat mektuplarındaki lehtar firma durumunda bulunan dava dışı Aykon Elektrik...Ltd. Şti. tarafından mektup konusu işin avans kısmının tamamlandığı ve muhatap davalıların mektup konusu işle ilgili alacağının bulunmadığını ifade etmesiyle teminat mektubunun haksız olarak tazmin edildiğinin anlaşıldığını ve davalılara ihtarname gönderilerek haksız tazmin edilen tutarın iadesinin istendiğini, ancak olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek, teminat mektubu tutarlarının tazmin tarihindeki karşılığı olarak 841.053,60'er TL'nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tazmin tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili asıl dava ve birleşen davalarda; dava dışı firmanın sözleşme gereği üstlendiği edimi yerine getirmediğini, kesin teminat mektubu sunma taahhüdünde bulunulmasına rağmen bu taahhüdüne aykırı olarak davacı banka tarafından avans teminat mektubu özelliğine haiz nakit blokaj karşılığı mektup sunabildiğini, avans teminat mektubu kapsamında garanti edilen rizikonun gerçekleşmediği iddiasına binaen davacının bu davayı açmasının TMK 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğunu, davacının husumet ehliyeti bulunmadığını savunarak davaların reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davaya konu avans teminat mektubunda tazmin için herhangi bir koşul bulunmadığı, bankanın riskin doğup doğmadığını incelemeden muhatabın lehdarın yükümlülüğünü yerine getirmediğini bildiren ilk yazılı talebinde ödeme taahhüdünde bulunduğunu, esasen iade koşullarının oluşmadığı lehdar tarafından ileri sürülerek muhataba karşı dava açılabilir ise de bankanın ödediği tutarın muhatap tarafından haksız olarak tazmin edildiği iddiası ile iadesini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, karara karşı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin asıl ve birleşen dosyalar yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınarak, asıl ve birleşen davada davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 78,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınmasına, 12/10/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, teminat mektubunu tazmin eden garantör bankanın bu bedeli rücuan muhataptan geri tahsili istemine ilişkindir.
Banka teminat mektupları, 6098 sayılı TBK açısından m. 128’de düzenlenen “üçüncü kişinin fiilini üstlenme” (garanti) niteliğinde bir sözleşmedir. Teminat mektubu, temel ilişkide alacaklıya karşı borçlu yararına (lehtar) düzenlense de sözleşme ilişkisi, teminat mektubunu veren banka (garanti veren) ile kendisine garanti verilen alacaklı (muhatap) arasında kurulur. Bankanın imzalı teminat mektubunu alacaklıya (muhatap) vermesi icap, muhatabın teminat mektubunu alması “kabul” etmesiyle garanti sözleşmesi ilişkisi kurulur. Bu kabul açık veya zımni (teminat mektubunu alıp ses çıkarmama) olabilir (Sefa Reisoğlu, Banka Teminat Mektupları ve Kontrgarantiler, s.83-84). Teminat mektupları, temel ilişkide alacaklı olan muhataba karşı, borçlunun (lehtar)para borcunu ödememesini garanti etmekte, ayrıca çoğu zaman mektup metninde yer alan “ilk yazılı talepte derhal ödeme” kaydı uyarınca Banka, muhatabın yazılı olarak başvurması halinde, rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda hiçbir araştırma yapmaksızın derhal ödeme yapmayı taahhüt etmektedir.
2- Belirli bir şekle tabi olmasa da teminat mektupları uygulamada düzenleniş şekilleri ve taşıdıkları garanti işlevleri açısından “geçici teminat mektupları”, “kesin teminat mektupları” ve “avans teminat mektupları” olmak üzere üç ayrı kategoriye ayrılmaktadır. Bunlardan geçici teminat mektupları daha çok bir ihaleye katılmak için ihale makamına verilmekte, kesin teminat mektupları ise lehtar ile muhatap arasındaki sözleşmede lehtarın üstlendiği tüm edimin tamamen yerine getirileceğini garanti etmek için karşı tarafa verilmektedir.
Avans teminat mektupları ise; lehtar ile muhatap arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında, muhatabın (iş sahibinin) nakten yaptığı avans ödemesine konu işin lehtar (yüklenici) tarafından yerine getirilmesini temin etmek için verilen garantiyi temsil etmektedir. Avans teminat mektubu uyarınca, avansa konu işin yapılmaması halinde avans veren iş sahibinin ödediği bedel garanti altına alınmaktadır.
3- Teminat mektupları ancak içerdiği garanti ile sınırlı olarak muhataba teminat sağlar. Diğer bir anlatımla, avansa konu işlerin yüklenici tarafından yapılmış olması halinde, avans teminat mektubunun garanti işlevi son bulur ve yüklenici ile iş sahibi arasındaki sair işlerin yapılması için her hangi bir garanti sağlamaz. Buna rağmen avans teminat mektubunu elinde bulunduran muhatabın, avansa konu işler yüklenici tarafından yapıldığı halde yapılmamış gibi tazmin talebinde bulunması haksız ve hukuka aykırı olacaktır. Teminat mektubu üzerindeki “ilk yazılı talepte ve derhal ödeme” taahhüdü içermesi nedeniyle teminat mektubu bedelini ödeyen garanti veren banka, gerçekte teminat koşullarının oluşmadığı, diğer bir anlatımla avansa konu işlerin yüklenici tarafından tamamen ve süresinde yerine getirilmesi sebebiyle iş sahibinin her hangi bir zararının olmadığını tespit ettiği takdirde ödediği bedelin iadesini talep edebilir (Reisoğlu, s.366). Bankanın lehtara karşı kontrgaranti almış olması, mektup bedelini haksız tahsil eden muhataba rücu etmesine engel değildir. Muhatap ile banka arasında teminat mektubu çerçevesinde “garanti sözleşmesi” bulunduğu ve sözleşmeyle temin edilmeyen bir meblağı “derhal ödeme” kaydına binaen haksız olarak tahsil eden muhatabın eylemi sözleşmeye aykırılıktır (Reisoğlu, s.367).
4- Davaya konu somut olayda da, davalılara verilen davaya konu teminat mektubunun “avans teminat mektubu” niteliğinde olduğu, bu hususta sözleşmeye atıf olduğu, sadece verilen nakit avans karşılığı işlerin yüklenici lehtar tarafından yapılmasını garanti ettiği, inşaatın ilerleyen aşamalarında işin eksik yapılması halinde sonraki işler için yükleniciye ödenen sair meblağı garanti etmediği, bu anlamda yüklenicinin avansa konu işi süresinde ve tam olarak ifa ettiği için teminat mektubunun garanti fonksiyonu ortadan kalktığı halde, garanti verilen muhatabın, avanstan sonraki işlerin eksik yapılması nedeniyle lehtardan doğan sair alacaklarını tahsil için davaya konu teminat mektubunu kullandığı, “ilk yazılı talepte ve derhal ödeme” kaydı nedeniyle bankadan bu bedeli tahsil ettiği, daha sonradan garanti veren davacı Banka tarafından yapılan araştırmada avansa konu işin süresi içerisinde yüklenici tarafından ifa olunduğunu tespit ettiği, garanti verenin sözleşmenin karşı tarafı garanti verilen davalı muhataptan sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle doğan zararını talep etmekte seçimlik hakkının bulunduğu, bu durumda davalı muhatabın teminat mektubu bedelini iade etmesine karar verilmesi gerekirken, “avans teminat mektubu” ile “kesin teminat mektubu” karıştırılarak, davacı ile lehtar arasında var olan kontrgaranti nedeniyle alacağını oradan tahsil edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatinde olduğumdan, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararını onayan Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.