Esas No: 2011/2357
Karar No: 2011/2792
Karar Tarihi: 22.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2357 Esas 2011/2792 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, ihraç kararının iptali nedeniyle üyeliği devam eden davalının, aidat borçlarının tahsili amacıyla başlatılan 25.397,89 TL tutarındaki icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, en az % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili hakkında verilen ihraç kararının, davacı kooperatif tarafından kesinleştirilerek tahsisli yerinin başkasına devredildiğini, 15.09.2003 tarihinde yeniden tahsis yapıldığını, tahsis edilecek işyerinin bulunmadığı döneme ait aidat ve genel giderlerin istenmesinin yerinde olmadığını, 13 yıl boyunca aidat istenmediği gibi ihtar da çekilmediğini, geçen süre nazara alındığında faiz istenemeyeceğini, aidat talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini ve en az % 40 kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı hakkında verilen ihraç kararının iptali nedeniyle, üyelik tarihinden itibaren hak ve yükümlülüklerinin bulunduğu, üyeliğin devam etmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, aidat borcunun üyeye ait olduğu, takasın, davacı tarafça kabul edilmediği, alacak bilirkişi raporu ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takibin 7.010,60 TL asıl alacak, 14.664,80 TL gecikme bedeli toplamı 24.675,40 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Davacı vekilinin temyizi yönünden;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında (2009 yılı için 1.400,00 TL’dir).
HUMK.nun, 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/4 ncü madde hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davacı tarafın, temyiz hakkı bulunmamakta ise de, davalı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik temyiz yoluna başvurulması halinde, davacı tarafın, katılma yolu ile temyiz hakkı saklıdır. Somut olayda, dava dilekçesinde, 25.397,89 TL"nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece, 24.675,40 TL"nin tahsiline dair verilen karar, reddedilen miktar yönünden davacı vekilince temyiz edilmiştir. İstemin reddedilen kısmı, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı gibi, temyizin katılma yolu ile temyiz de olmamasına göre, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, davacının peşin harcının istek halinde iadesine, 22.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.