Esas No: 2021/5029
Karar No: 2022/6947
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5029 Esas 2022/6947 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5029 E. , 2022/6947 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23.02.2021 tarih ve 2018/657 E. - 2021/205 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu ve bu hesap üzerinden 28/01/2013 tarihli sözleşmeye istinaden opsiyonlu işlemler yaptığını ancak davalının usulsüz işlemleri sonucu zarara uğradığını, döviz kurlarının müşteri aleyhine seyretmesi durumunda müşteriyi koruyan bir üst limite sözleşmede yer verilmediğini, “Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi”nin sadece son sayfasında müvekkilin imzasının bulunması, opsiyon işlemleri ile ilgili temel kavramların tanımlandığı 1.sayfası ile opsiyon sözleşmelerine uygulanacak ayrıntılı şartların bulunduğu diğer sayfalarında imzasının bulunmadığını, bu nedenle müvekkilin imzasız sayfalarda yer alan şartlarla bağlı tutulamayacağını, bu çerçeve sözleşmede yer alan şartların, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olan “Genel İşlem Koşulları” niteliğinde olduğunu ve davalı tarafça genel işlem koşulları hakkında açıkça bilgilendirme yapılmadığından yazılmamış sayılması gerektiğini, türev işlemlerde piyasada oluşacak fiyat hareketleri sonucunda, aracı kuruluşa yatırılacak teminatın tümünün kaybedilme riski olduğu gibi, kayıpların teminatı dahi aşabilme riski bulunduğunu, ancak mevcut risklere karşı müvekkilinin uyarılmadığını, davacının davalı banka çalışanı tarafından yanlış yönlerdirildiğini ileri sürerek, münferit döviz opsiyonu işlemlerinin davacı açısından geçerli ve bağlayıcı olmadığının tespiti ile bu sözleşmeler kapsamına yapılan işlemler nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 240.000.-TL'nin haksız olarak el konulduğu 29.01.2014 tarihinden itibaren işletilmek üzere mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının bankanın alım haklarını kullanmadığı ya da bariyere çarparak geçersiz hale gelen sözleşmelerden prim kazanırken risklerden haberdar edilmediği yönünde itirazda bulunmaması ve kurun beklenmeyen bir şekilde yükseliş trendine girmesinden sonra itiraz etmesinin dürüstlük ve iyi niyet kuralı ile bağdaşmadığını, davacının nitelikli yatırımcıların kullandığı BRİC, IMK fonu gibi fonlara yatırım yaptığı, bu fonların geçmiş dönem performanslarını takip ettiğini, Amerikan Perakende Satış Verileri’ne dahi hakim olduğunu, hatırı sayılır hacimlerde hisse senedi yatırımı yaptığını, dolayısıyla bu profildeki bir müşterinin daha önceden de tecrübe ettiği anlaşılan opsiyon işlemlerinin riskinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tarafından imzalanan Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesinin “Tezgahüstü Türev Araçlar Risk Bildirim Formu” kapsamında gerekli risk bildirimlerinin yapıldığını, davacının üstlendiği riskten haberdar olduğunu ve dava konusu işlemi hür iradesiyle gerçekleştirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, aynen benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında opsiyon işlemlerine dair sözleşme ilişkisinin bulunduğu, bu kapsamda Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve yine Risk Bildirim Formlarının imzalandığı, taraflar arasında imzalanan Private Banking Opsiyonlu Döviz Mevduatı ve Opsiyon İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ile Özel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi'nin "Risk Bildirim" başlıklı bölümünde anaparada kayıp yaşanma ihtimalinin bulunduğu ifadelerinin yer aldığı ve dosya kapsamı belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı bankanın dava konusu işlemlerde risk bildirimini davacıya gereği gibi yerine getirdiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında işlemleri yapıp yapmama insiyatifinin tamamen müşteri davacıya ait olduğu, dava konusu somut olayda davacı müşteri ile borsa üyesi arasında kurulan türev araçların alım satımına aracılığın bireysel sözleşmeler ile gerçekleştirildiği ve dava konusu somut uyuşmazlıkta da bu nitelikteki Vanilya Opsiyon İşlem Sonuç Formu, Egzotik Opsiyon İşlem Sonuç Formu ve Opsiyonlu Döviz Mevduat İşlem Sonuç Formu başlıklı belgelerin düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen bireysel sözleşmeler kapsamında davacı müşterinin talimatı ile verilen alım emirlerinin davacı bakımından da hukuken bağlayıcı olduğu ve bu kapsamda davacının talimatı ile gerçekleşen işlemlerden kaynaklandığı ileri sürülen zararın davalı bankadan talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.