Esas No: 2021/3159
Karar No: 2022/7008
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3159 Esas 2022/7008 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3159 E. , 2022/7008 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/464 E- 2019/1206 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.02.2021 tarih ve 2020/628 E- 2021/254 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline karşı davalı tarafından Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2018/32664 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, müvekkilinin ilgili takibe konu 10/01/2017 keşide tarihli 125.000,00 TL bedelli bonoyu dava dışı ... ve...adlı şahısların kendisini tehdit etmesi nedeni ile tam tarihini hatırlamamakla birlikte 2017 yılı 6 ve 7. ayında imzalamak zorunda kaldığını, bonoyu tehdit ve zor yoluyla imzaladığı zaman bonoda sadece dava dışı Özgür Karakuş'un kefil olarak isim ve imzasının bulunduğunu, ayrıca bedel olarak da 125.000,00 TL yazdığını, geri kalan kısımların ise boş olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin davalıyı tanımadığı gibi kendisiyle şahsi yada ticari bir ilişkisinin bulunmadığını, mal veya hizmet karşılığı olmaksızın tehdit ve zorla kendisine imzalatılan boş senedin davalı adına doldurularak aradan belli bir zaman geçtikten sonra kötü niyetli bir şekilde haksız çıkar sağlamak amacıyla icra takibine konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava konusunda takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacının davaya konu bononun zorla imzalatıldığı iddiasında bulunduğu, bononun zorla imzalatıldığı hususunun ispat edilemediği, yine ... tarafından ödendiği iddia edilen 90.000,00.-TL'nin dava ve takip konusu bono için ödendiği hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının hile iddiasına yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı, ödeme def'i yönünden yapılan incelemede; davacının dava dışı ...'dan makine satışından kaynaklanan 120.000,00 TL alacağının tahsili için dava konusu bononun verildiğini, dava dışı...ile ...'nın ...'dan 90.000,00 TL tahsil ettiklerini belirttiği, davalının aynı soruşturmada bonoyu kendisine eski eşi ...'in getirdiğini belirtmesi ve...ile ... arasında kayınbaba-damat ilişkisi olduğu dikkate alındığında, bononun düzenlenmesi ve tahsil edilmesi aşamasında ...'in davalının temsilcisi gibi hareket ettiği, davalının bu işlemelerden haberdar olduğu ve bu işlemlere rıza gösterdiği, bu durumda bu kişilerin yaptıkları 90.000,00 TL tahsilatın davacı adına dava dışı ... tarafından yapılmış ödeme olarak kabul edilmesi ve bonoya dayalı alacaktan mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/12/2019 Tarih - 2018/464 Esas - 2019/1206 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile, davacının, Gebze 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/32664 esas numaralı icra dosyası ile takip dayanağı olan bono nedeniyle davalıya 90.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Bölge adliye mahkemesince, ceza dosyasında davalının eski eşi dava dışı...ve yine dava dışı ... tarafından verilen ifadede 90.000,00 TL’nin davacının borcu için alındığı yönündeki beyanlara itibar edilerek dava kısmen kabul edilmiştir. Ancak soyut borç ikrarı niteliğindeki bonoya karşı ileri sürülen ödeme def’i, davacı tarafından davalının eli ürünü olan aynı güçteki bir belgenin veya davalının bizzat kabulünün varlığında dikkate alınabilir. Davalı tarafından bu şekilde bir yazılı belge davacıya verilmediği gibi, davalının eski eşinin ödeme yapıldığına dair beyanı da davalıyı bağlar nitelikte değildir. Bu durumda bono nedeniyle borçlu olunmadığına ilişkin başkaca yazılı delille ispatlanamayan ödeme def’i reddedilerek davanın tümüyle reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.