Esas No: 2021/2777
Karar No: 2022/6970
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2777 Esas 2022/6970 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/2777 E. , 2022/6970 K.Özet:
Dava, davacının oğlunun davalının kızından çocuk sahibi olmasından dolayı açık bono vermesiyle ilgilidir. Davacı bononun mal karşılığı düzenlenmediğini, gayri ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi amacıyla verildiğini savunarak borçlu olmadığının tespiti istemiştir. Davalı ise bononun çocuklara ev alımı için verildiğini ve vadesi geldiğinde evin alınmadığını iddia ederek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi davacıların iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak istinaf sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi, borç ilişkisine dayanmayan bononun ahlaka aykırı olduğunu ve takip alacaklısına teminat senedi verilmesinin yasaya ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak davayı kabul etmiştir. Dava dosyası İlk Derece Mahkemesine gönderilerek kararın uygulanması istenmiştir. Karar Yargıtay tarafından da onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HMK'nın 355 vd. maddeleri
- HMK'nın 369/1. ve 371. maddeleri
- HMK'nın 370/1. maddesi
- HMK'nın 372. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Alaşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.04.2018 tarih ve 2016/536 E. - 2018/142 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'nce verilen 31.12.2020 tarih ve 2018/1829 E. - 2020/1455 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının kızının müvekkilinin oğlundan hamile kaldığını, kızın yaşının küçük olması nedeniyle davalının, çocukların evlenmelerine izin vermesini sağlamak amacıyla açık bono istediğini, bononun mal karşılığı düzenlenmediğini, gayri ahlaki bir vecibenin yerine getirilmesi amacıyla verildiğini, bononun davalı tarafından 100.000,00 TL bedel olarak doldurularak takibe konulduğunu, bononun teminat bonosu olduğunu ileri sürerek, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve %20'si kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kızının evlendiğinde 4 aylık hamile olduğunu, hamile olan kızının evlenmesine izin vermemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının, çocuklara ev alacağına söz verdiğini, bu sözün bono ile belgelendiğini, bononun vadesi geldiğinde evin alınmadığını ve borcun muaccel hale geldiğini, müvekkilinin amacının davacının oğlu ile kızı için ev almak olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının senedi evlenmeye izin vermek için değil çocuklara alınacak evin teminatı olarak aldığını ifade ettiği, davacıların senedin ahlaka aykırı bir nedenle alındığını ispat edemedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının beyanlarından bononun kızı ve damadına 3. kişiye ev alımının teminatı için verildiği, taraflar arasında senet düzenlenmesini gerektirir bir borç ilişkisi bulunmadığı, olmayan bir borç için teminat senedi verilmesi mümkün olmadığı, yazılı bir belge de bulunmadığı, 3. kişiye vaad edilen ev alım sebebi ile takip alacaklısına teminat senedi verilmesinin yasaya ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.063,95 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.