Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2774 Esas 2022/6967 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2774
Karar No: 2022/6967
Karar Tarihi: 13.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2774 Esas 2022/6967 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/2774 E.  ,  2022/6967 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Taraflar arasında görülen davada Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.01.2019 tarih ve 2017/445 E- 2019/17 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.01.2021 tarih ve 2019/803 E- 2021/136 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin % 20 oranında ortağı olduklarını, zaman içinde diğer ortak ...’ın şirkette tek söz sahibi olduğunu, müvekkillerinin kar payı almadığını, hisselerini devretmek için uğraştıklarını, bir türlü ...'a kabul ettiremediklerini, ...'ın şahsi ve ailevi meselelerini de şirkete yansıttığını, ailesi tarafından şirkete ihtiyati tedbir konulduğunu, şirketin hesaplarından ... tarafından çekilen paraların nereye harcandığı konusunda muğlak cevaplar verildiğini, bilgi alma haklarının engellendiğini, ...'ın müvekkillerinden habersiz yönetim kurulunu toplayıp hisselerini eşine devrettiğini, tutanak incelendiğinde müvekkillerinin hazırmış gibi gösterildiği ve oy birliği ile karar alındığının görüldüğünü, müvekkillerinin ortaklığa devam etmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek, şirketteki pay değerinin karar aşamasındaki değer üzerinden tespit edilerek müvekkillerine ödenmesine ve şirketten çıkarılmalarına; bu durum uygun görülmezse şirketin TTK’nın 531 ve devamı maddeleri gereğince feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın davacı ... yönünden aktif husumet yokluğundan reddine, davacı ... yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiği, genel kurul toplantılarının yapıldığı, organlarının mevcut olduğu ve defter kayıtlarının tutulduğu, yönetim kurulu üyesi olan davacı ...'nun şirket hakkında bilgi alamadığı iddialarının şirkette bulunduğu konum ve yetkisi ile bağdaşmadığı, TTK'nın 392/1-4. maddesine istinaden Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurusunun da olmadığı, ibra ve kar payı dağıtılmaması yönündeki genel kurul kararlarını imzaladığı, genel kurul kararlarına karşı açılmış iptal davası olmadığı, hakim ortak ve yönetim kurulu üyesi olan ortağın kötü niyetli davranışlarda bulunduğu ve ortaklar arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalktığının tespit edilemediği, şirket öz sermayesinin yıllara göre artış gösterdiği, şirketin sermaye artırımına devam ettiği, ortak ...'ın rekabet yasağına aykırı davranışta bulunduğunun ilk derece mahkemesinde dava ve cevaba cevap dilekçelerinde öne sürülmemesi nedeniyle istinaf yargılaması sırasında dinlenemeyeceği, şirketi temsile münferiden üç yıl süreyle yetkili kılınan ...'ın şahsi işlemleri ile ilgili açılmış sorumluluk davası bulunmadığı, davalı şirketin tasfiyesini veya davacıların ortaklıktan çıkarılmasını gerektiren haklı sebep olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde 6102 sayılı TTK'nun 531. maddesinde haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahiplerinin şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği hükmü düzenlenmiş olup yasada aranan pay oranı gereğince haklı nedenle fesih davasının öngörülen oranda paya sahip tek bir pay sahibince açılabileceği gibi bu orana birlikte oluşturan birden fazla pay sahibi tarafından da açılabilmesinin mümkün olmasına göre İlk Derece Mahkemesince davacı ...'nun şirkette %1 oranında pay sahibi olması sebebiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmayıp bu husus Bölge Adliye Mahkemesince gözetilmese de temyiz edenin sıfatına göre davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 13/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara