Esas No: 2021/5264
Karar No: 2022/7042
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5264 Esas 2022/7042 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/5264 E. , 2022/7042 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 28.04.2021 tarih ve 2021/35 E. - 2021/68 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 44.020 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 20 ve 35. sınıflarda tescilli 2014/53015 sayılı "CEMOSPOT" markası bulunduğunu, davalının bu ibareyi fiş ve işletme tabelasında, birçok internet sitesinde kullandığını, bu kullanımın davacının markasına tecavüz oluşturduğunu, İzmir FSHHM'nin 2016/10 D.İş sayılı dosyasından delil tespiti yapıldığını, bilirkişi raporunda da davalının işyerinin dış duvarında ve tabelasında “Cemo Spot” ibaresini kullandığını, işyeri kartvizitlerinin üstünde “Cemo” ibaresine yer verdiğini ve google arama motorunda “Cemo Spot” yazıldığında davalının işyerinin ilan ve yazılarının çıktığının tespit edildiğini ileri sürerek tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin durdurulmasına, men'ine, tecavüzün giderilmesine, hükmün ilanına, KHK'nın 66/1-b uyarınca şimdilik 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının davacı şirket ortaklarından...'nün abisi olan ... ...'nün eşi olduğunu, Cemo Ticaret adlı işletmeyi gerçekte davalının eşinin işlettiğini, ...ve ...'un babası...'in “Cemo” lakabıyla bilindiğini, bu kişinin “Cemo” markasını tescilsiz olarak Karşıyaka-Alaybey bölgesinde ikinci el beyaz eşya ve mobilya alım-satım alanında kullanarak tanıttığını, taraflar babalarının işini bir süre birlikte yapmışlarsa da anlaşamadıkları için ayrıldıklarını, davacı şirketin markayı kötüniyetli tescil ettirdiğini, markanın 20 ve 35. sınıftalarda tescilli olduğunu, davalının yaptığı iş ile bu sınıflar arasında ilişki bulunmadığını, markanın tanınmış marka sayılamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, davaya konu 2014/53015 numaralı “CEMOSPOT” ibareli markanın 08.12.2015 tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği, davacı şirketin 06.01.1997 tarihinde davalının aynı zamanda eşi olan ..., ...’in kardeşi...ve babaları... ... tarafından kurulduğu, 2004 yılında ...'in şirket müdürlüğüne atandığı, 2006 yılında hisselerini...'e devrettiği, ancak şirket müdürlüğü görevine devam ettiği, 02.01.2012 tarihinde ...’in müdürlük görevine son verilerek müdür olarak bu kez...'in atandığı, İzmir Esnaf Sanatkarlar Odası yazısına göre davalı ...'nün bundan 8 gün sonra yani 10.01.2012 tarihinde esnaf odasına kaydolduğu ve “Cemo Ticaret” isimli işletmesiyle beyaz eşya ve mobilya alanında faaliyet göstermeye başladığı, ortaklık fesih sözleşmesinde marka kullanımına dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığı, davalıya ait 05.01.2012 tarihli vergi levhasında ticari unvanın “CEMO TİCARET” ve işyeri açma çalışma ruhsatında da “CEMO” şeklinde olduğu, 2015 yılında davacı şirket adına tescil edilen davaya konu markanın daha önce davalının eşi ...ve davacı şirket ortağı ...’un babaları... ... tarafından ihdas edildiği ve tescil sınıfları kapsamında taraflarca tescilsiz olarak kullanıldığı, uyuşmazlık çıkması üzerine 2012 yılında davalının eşinin davacı şirketten ayrıldığı ve davalının tescilsiz olarak ibareyi markasal kullanmaya başladığı, davacının ise 2015 yılında ibareyi kendi adına tescil ettirdiği, bu durumda davalının da işareti tescilsiz olarak kullanabileceği dikkate alındığında, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.