Esas No: 2011/4375
Karar No: 2011/2731
Karar Tarihi: 20.12.2011
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4375 Esas 2011/2731 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin davalıya ödenmesine karar verildiğini, davalının borçludan alacağı bulunmadığını, takibin diğer alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak başlatıldığını ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasından konulan ihtiyati haczin, davacının alacaklı olduğu dosyaya göre daha önce kesin hacze dönüştüğünü, takip dayanağı bononun dava dışı ...’a borç olarak verilen para karşılığında adı geçenden alındığını ve bedeli paylaşıma konu taşınmazın maliki...’ın da bonoyu kefil sıfatıyla imzaladığını savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesince, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olup, alacaklının alacağını gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyid eden usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiği,senetlerin ancak tarafları ve onların cüz’i ve külli haleflerine karşı ileri sürüleceği, davacı üçüncü kişi bakımından bir ispat vasıtası olamadığı, davalı borçluya borç para verdiğini savunduğuna göre bu savunmasını yukarıda gösterilen şekilde ispatlamalı gerektiği, davalının takip, kesinleşme ve haciz tarihlerinin önce olmasının tek başına yeterli olmadığı, her zaman düzenlenebilecek nitelikteki bono bakımından borcun doğumu tarihinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 299 uncu maddesi de göz önüne alınarak belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahalli mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline ve satış bedelinin davalıya ödenmesine ve davalının sıra cetvelinde birinci sırada yer almasına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
Sıra cetveline itiraz davalarında davalıya ayrılan payın yargılama gideri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmak üzere tahsisine, artan kısmın davalıya bırakılmasına şeklinde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nun 438/7 nci maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm fıkrasında yer alan “satış bedelinin davalıya ödenmesine” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine “davalıya ayrılan payın yargılama gideri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmak üzere davacıya tahsisine, kalan kısmın davalıya bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.