Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5873 Esas 2022/7051 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5873
Karar No: 2022/7051
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5873 Esas 2022/7051 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2022/5873 E.  ,  2022/7051 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.07.2018 tarih ve 2017/481 E- 2018/875 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 27.10.2020 tarih ve 2018/2082 E- 2020/1069 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; davanın tarafı şirketler arasında süregelen bir cari hesap ilişkisi bulunduğundan, davalının takip tarihi itibariyle müvekkili şirkete toplam 286.939,22 TL cari hesap borcu olduğunu, alacağın tahsili için Bakırköy 16. İcra Müdürlüğü'nün 2017/7727 esas sayılı dosyası ile davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini ileri sürerek, borçlunun haksız olan itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, alacak bedeline takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; icra dairesinin yetkisine vaki itirazın değerlendirilmeden itirazın iptali davası açılamayacağını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı gibi alacaklı olduğunu, davalı şirketçe düzenlenen 30/12/2016 tarihli 21.838,54 Euro bedelli ve 17/12/2016 tarihli 102.600 Euro bedelli faturaların 21/01/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, fatura bedellerinin halen ödenmediğinden takibe itiraz edildiğini, Bakırköy 44. Noterliği'nin 07/04/2017 tarih 15376 yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliğ edilerek borcun ödenmesinin talep edildiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını savunarak davanın reddine, aksi halde alacağına karşılık takasını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının davasının kabulü ile; davalının Bakırköy 16. İcra Dairesi'nin 2017/7727 esas sayılı dosyasına vaki itirazının takip konusu 286.939,22 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin takipteki koşullar ile devamına, hükmedilen alacağın %20'si olan 57.387,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince; davalının da davacıdan satın almış olduğu emtiayı yurt dışındaki şirkete satmış olduğu, davalının ayıp ihbarında bulunduğuna dair sunulu belgelerde imza bulunmadığı, dava konusu alacağa ilişkin son fatura tarihi 17/12/2015 tarihi olup, davalı tarafça düzenlenen 102.000 Euro'luk reklamasyon faturasının 30/12/2016 tarihli olduğu, bu faturanın 07.04.2017 tarihli noter ihtarı ekinde davacıya tebliğ edildiği, davalı tarafından yapıldığı ileri sürülen ayıp ihbarının TTK'nın 23. maddesinde belirtilen sürelerde yapılmadığı, 21.838,54 Euro'luk fatura ise ihracat komisyonu alacağına ilişkin olup, taraflar arasında buna ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, teknik bilirkişi raporunda belirtilen ve davalı tarafından e-mail yazışmalarında sözü edilen, usulüne uygun tespit edilmeyen ayıpların da açık ayıp niteliğinde olduğu, emtia ayıplı kabul edilse dahi alıcının emtiayı ayıplı şekli ile kabul ettiği, davalının takas mahsup savunması yerinde olmadığı, davalı satın aldığı mallardan dolayı bakiye sözleşme bedelini ödemekle yükümlü bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14.700,61 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara