Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3464 Esas 2011/2700 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3464
Karar No: 2011/2700
Karar Tarihi: 20.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3464 Esas 2011/2700 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, kooperatif ortağı olan davacının aidat ve faiz borçlarının bulunmadığını iddia etmesi üzerine açtığı menfi tespit davası sırasında ihraç edildiğini öğrenmesi üzerine, ihraç kararının iptali ve müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunun tespiti için dava açmıştır. Davalı vekili, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunmuştur. Mahkeme ise çıkarma kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı vekilinin temyiz istemi sonucu Yargıtay, mahkeme kararını onamıştır. Daha sonra, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Ancak, istemin hiçbir nedenle uygun olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Kararda, HUMK'nun 440.maddesine vurgu yapılmıştır.
Kanun Maddeleri: HUMK'nun 440. Maddesi.
(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/3464 E.  ,  2011/2700 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 06.05.2010 gün ve 2010/5447 esas 2010/5015 karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    -KARAR-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olup, kooperatif tarafından istenen tutarda aidat ve faiz borcunun bulunmadığına ilişkin olarak açtıkları menfi tespit davası sırasında müvekkilinin ihraç edilmiş olduğunu öğrendiklerini, aidat ve faiz borçlarına ilişkin olarak açılan menfi tespit davası devam ederken ihraç işlemi yapılamayacağını, ihraç kararı ve ihtarnamelerin müvekkiline ulaşmadığını ileri sürerek, müvekkili hakkında alınan ihraç kararının iptali ile müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın ihraç kararının tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmamış olduğunu, bu nedenle reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, çıkarma kararının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu nedenle davanın yasal üç aylık süre içerisinde açıldığı, davacıya çıkarılan birinci ihtarda borcun yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırım ve yasa maddelerinin belirtilmediği, ayrıca ihtarname tarihi itibariyle muaccel olmayan 2005 yılı Ocak ayına ilişkin aidatın da talep edildiği, bu nedenle ilk ihtarın geçersiz bulunduğu, bunun sonucu olarak yasanın aradığı anlamda iki haklı ihtar koşulunun gerçekleşmediğinden çıkarma kararının usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.05.2010 tarih 2010/5447 esas ve 2010/5015 karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
    Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 825,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara