Esas No: 2021/3368
Karar No: 2022/7110
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3368 Esas 2022/7110 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3368 E. , 2022/7110 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24.04.2019 tarih ve 2018/245 E. - 2019/214 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.02.2021 tarih ve 2019/986 E. - 2021/133 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Tek, “Teksüt” ve “Adı Tek Tadı Tek” ibarelerini esas unsur olarak içeren markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2016/76805 sayılı "Tektat Best Quality" ibareli marka başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptaline ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek bir benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru markası kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler itiraza mesnet gösterilen markalar kapsamında aynen yer almakta ise de, tarafların marka olarak kullanmak istedikleri işaretler arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek derece bir benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının itirazına mesnet markalarındaki asli unsur "TEK" ibaresinden oluşmakta olup, bu ibarenin tescil edilmek istenilen sınıflar yönünden doğrudan tanımlayıcı bir niteliği bulunmadığı, dava konusu markanın ise "TEKTAT BEST QUALİTY " ibaresinden oluştuğu, markada yer alan "best quality" ibaresinin Türkçe'de "en iyi kalite" anlamına gelip, tescil edilmek istenen mal ve hizmetin kalitesine işaret ettiğinden ayırt edicilikte geri planda kaldığı, dava konusu markada yer alan "TEKTAT" ibaresinin ortalama tüketici kitlesi nezdinde “TEK+TAT” şeklinde iki ayrı ibare olarak algılanacağı, dolayısıyla davacının itirazına mesnet markalarında asli unsur olarak yer alan "TEK" ibaresinin başvuruya konu markada aynen ve asli unsur olarak yer aldığı, mahkemece, "TEK" ibaresinin ayırt edici gücü zayıf bir ibare olduğu, başvuruya konu markanın içerdiği diğer unsurlar itibariyle mesnet markalardan farklılaştığı sonucuna ulaşılmışsa da "TAT" kelimesinin ve markada yer alan şekil unsurunun söz konusu farklılaşmayı sağlayamadığı ve başvuruya konu markayı iltibas ihtimali bertaraf edecek şekilde mesnet markalardan uzaklaştıramadığı, belirtilen hususlar ve başvuru markası kapsamında olan tüm mal ve hizmetlerin itiraza mesnet markalarda da aynen yer aldığı gözetildiğinde taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b. maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davalı kurum kararının iptali ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması istemine ilişkindir.
556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca markaların işaretsel yönden karıştırılma ihtimalleri değerlendirilirken öncelikle, markaya konu işaretin ayırt edici niteliği ve ayırt edicilik gücü göz önünde bulundurulmalı, ayırt ediciliği bulunmayan tanımlayıcı nitelikte ibare ve işaretler karşılaştırmada dikkate alınmamalı ve kullanımı kimsenin tekeline bırakılmamalıdır. Diğer bir anlatımla, markaya konu ibare ve işaretin ayırt edicilik düzeyi ne kadar orijinal ise o denli koruma kapsamının geniş tutulmalı, diğer yandan ise ayırt edicilik düzeyinin düşük olduğu ibare ve işaretler yönünden ise koruma düzeyinin dar tutulmalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan “TEK” ibaresinin varlığından hareketle taraf marka işaretlerinin benzer olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, “Tek” ibaresi, toplumda herkes tarafından bilinen ve çok yaygın kullanılan, genellikle önüne getirildiği ismi niteleyerek sıfat tamlaması oluşturan bir kelime olmakla ayırt ediciliği düşük olup, bu nedenle de koruma düzeyinin dar tutulması gerekir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf marka işaretleri bütüncül olarak değerlendirilecek olursa, taraf markalarında ortak unsur olarak yer alan “Tek” ibaresinin ayırt ediciliğin düşük olması, “tek” ve “tat” ibarelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan sıfat tamlaması niteliğindeki başvuru markasının ortalama tüketici tarafından “TEKTAT“ olarak bir bütün halinde algılanacağı ve taraf markalarının tertip tarzının da farkı olduğu hususları hep bir arada değerlendirildiğinde başvuru markasının iltibas ihtimalini bertaraf edecek derecede mesnet markalardan farklılaştırıldığının kabulü gerekir. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların marka olarak kullanmak istedikleri işaretlerin benzer olmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.