Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2150 Esas 2011/2695 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2150
Karar No: 2011/2695
Karar Tarihi: 20.12.2011

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2150 Esas 2011/2695 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi         2011/2150 E.  ,  2011/2695 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kur"a çekimine çağrılmadığını, kendisine konut da verilmediğini ileri sürerek, davacıya daire tahsisine, olmazsa fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ne şekilde kooperatif üyesi olduğunun belli olmadığını, kooperatifin kuruluşundan beri davacının genel kurullarda ismi ve imzasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, kendisine konut verilemediği, ancak bilirkişi raporunda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi"nin benimsediği ilkelere göre yapılan hesaplamada davacının zararının bulunmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kooperatif ortağının konut tahsisi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
    Konut yapı kooperatifi olan davalının asıl yükümlülüğü ortaklarını konut sahibi yapmak olup, dosyadaki tapu kayıtlarından bir kısım ortaklarına karşı bu yükümlüğünü yerine getirmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 20.02.2007 tarih ve 2002/457-2007/21 Esas ve Karar sayılıYargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ilamı saptanmıştır. Davacı, öncelikle konut tahsisi talep etmektedir. Mahkemece ilk olarak, davacıya tahsis edilebilecek uygun bir konut olup olmadığı ve davacının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği araştırılmalıdır. Davacı, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde konut tahsisini talep edebilecektir. Eğer, davacıya verilebilecek bir konut yoksa o zaman davacı yararına tazminata hükmedilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin Dairemizce de benimsenen yerleşik uygulamasına göre konut tahsis edilemeyen ortağa verilmesi gereken tazminat hesaplama ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir:
    1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya işyerinin dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
    2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
    3- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettiği ortaya çıkarılmalıdır.
    4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
    5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece (talep miktarı aşılmadan) bu miktara hükmedilecektir.
    Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda da bu ilkelere değinilmiş olmakla birlikte taşınmazın rayiç değerinin, normal ödemelerini yapan bir üyenin ödemelerinin güncelleştirilmiş değerinden düşük kalması nedeniyle sonucun eksi çıkacağı ön kabulüyle tazminat hesabı yapılmamıştır. Bilirkişinin bu tutumuna dayanılarak davacının tazminat talep hakkının olmadığı sonucuna varılmıştır. Oysa, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca adım adım hesaplama yapıldığı takdirde sonucun eksi çıkması olasılığı bulunmamaktadır.
    Mahkemece, anılan nedenlerle hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara